VEYSEL ATACAN

  • Resimler
  • Araştırmalar
  • Yazılar
  • Videolar

El-Leyl Suresi

  • Abdülbaki Gölpınarlı

    1-Andolsun basınca, geceye.

    2-Ve ışıyınca, güne.

    3-Ve erkeği ve dişiyi yaratana.

    4-Şüphe yok ki çalışmanız, elbette çeşitlidir, başkabaşka.

    5-Ve kim verdi ve çekindiyse.

    6-Ve en güzel sözü gerçeklediyse.

    7-Artık ona en kolay yolu kolaylaştırırız.

    8-Ve ama kim nekeslik etti ve zenginleşmeyi dilediyse.

    9-Ve en güzel sözü yalanladıysa.

    10-Artık ona da en güç yolu kolaylaştırırız.

    11-Ve helak olduğu zaman malı, ona bir fayda vermez.

    12-Şüphe yok ki doğru yolu göstermek, bize düşer.

    13-Ve şüphe yok ki bizimdir son yaşayış da ve önceki de.

    14-Artık sizi korkuttum alevalev parlayan ateşle.

    15-Oraya da ancak pek bahtsız kişi atılır, yanar.

    16-Öyle ki yalanlamıştır o ve yüzünü döndürmüştür.

    17-Ve ondan, ancak, pek ziyade çekinen uzak kalır.

    18-Öylesine ki malını verir de özünü tertemiz bir hale kor.

    19-Ve hiçbir kimseden, bir nimetle mükafatlanmayı dilemez.

    20-Yaptığını, ancak yücelerden yüce Rabbinin rızası için yapar.

    21-Ve o da, razı olacaktır ondan.

  • Ali Bulaç

    1-Sarıp-örttüğü zaman geceye andolsun,

    2-Parıldayıp-aydınlandığı zaman gündüze,

    3-Erkeği ve dişiyi yaratana;

    4-Gerçekten sizin çabalarınız (çelişkili, parça parça) darmadağınıktır.

    5-Fakat kim verir ve korkup-sakınırsa,

    6-Ve en güzel olanı doğrularsa,

    7-Biz de onu kolay olan için başarılı kılacağız.

    8-Kim de cimrilik eder, kendini müstağni görürse,

    9-Ve en güzel olanı yalan sayarsa,

    10-Biz de ona en zorlu olanı (azaba uğramasını) kolaylaştıracağız.

    11-Tereddi edeceği (başaşağı düşüşe uğrayacağı) zaman, malı ona hiç yarar sağlamaz.

    12-Şüphesiz, Bize ait olan, yol göstermektir.

    13-Gerçekten, son da, ilk de (ahiret ve dünya) Bizimdir.

    14-Artık sizi, 'alevleri kabardıkça kabaran' bir ateşle uyardım.

    15-Ona, ancak en bedbaht olandan başkası yollanmaz;

    16-Ki o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.

    17-Sakınan ise, ondan uzak tutulacaktır.

    18-Ki o, malını vererek temizlenip-arınır.

    19-Onun yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.

    20-Ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir).

    21-Muhakkak kendisi de ileride razı olacaktır.

  • Diyanet İşleri Başkanlığı

    1-Kararıp ortalığı bürüdüğü zaman geceye and olsun.

    2-Açılıp aydınlattığı zaman gündüze and olsun.

    3-Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki:

    4-Doğrusu sizin çalışmalarınız çeşitlidir.

    5-Elinde bulunandan verenin, Allah'a karşı gelmekten sakınanın, en güzel söz olan Allah'ın birliğini doğrulayanın işlerini kolaylaştırırız.

    6-Elinde bulunandan verenin, Allah'a karşı gelmekten sakınanın, en güzel söz olan Allah'ın birliğini doğrulayanın işlerini kolaylaştırırız.

    7-Elinde bulunandan verenin, Allah'a karşı gelmekten sakınanın, en güzel söz olan Allah'ın birliğini doğrulayanın işlerini kolaylaştırırız.

    8-Ama, cimrilik eden, kendini Allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.

    9-Ama, cimrilik eden, kendini Allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.

    10-Ama, cimrilik eden, kendini Allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.

    11-O kimse ölüp ateşe yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.

    12-Bize düşen sadece doğru yolu göstermektir.

    13-Şüphesiz ahiret de, dünya da Bizimdir.

    14-Sizi alevler saçan ateşle uyardım;

    15-Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz.

    16-Oraya, yalanlayıp yüz çevirmiş olan o en azgından başkası yaslanmaz.

    17-Arınmak için malını veren, en çok sakınan kimse ise ondan uzak tutulur.

    18-Arınmak için malını veren, en çok sakınan kimse ise ondan uzak tutulur.

    19-O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için değil, ancak yüce Rabbinin hoşnudluğunu (rızasını) gözeterek yapmıştır.

    20-O yaptığı iyiliği birinden karşılık görmek için değil, ancak yüce Rabbinin hoşnudluğunu (rızasını) gözeterek yapmıştır.

    21-Elbette kendisi de hoşnut (razı) olacaktır.

  • Diyanet Vakfı

    1-(Karanlığı ile etrafı) bürüyüp örttüğü zaman geceye,

    2-Açılıp ağardığı vakit gündüze,

    3-Erkeği ve dişiyi yaratana yemin ederim ki,

    4-Sizin işleriniz başka başkadır.

    5-Artık kim verir ve sakınırsa,

    6-Ve en güzeli de tasdik ederse,

    7-Biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).

    8-Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar,

    9-Ve en güzeli de yalanlarsa,

    10-Biz de onu en zora hazırlarız.

    11-Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.

    12-Doğru yolu göstermek bize aittir.

    13-Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.

    14-(Ey insanlar! ) Alev alev yanan bir ateşle sizi uyardım.

    15-O ateşe, ancak kötü olan girer.

    16-Öyle kötü ki, yalanlayıp ve yüz çevirmiştir.

    17-En çok korunan ise ondan (ateşten) uzak tutulur.

    18-O ki, Allah yolunda malını verir, temizlenir.

    19-Onun nezdinde hiçbir kimseye ait şükranla karşılanacak bir nimet yoktur.

    20-O ancak Yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.

    21-Ve o (buna kavuşarak) hoşnut olacaktır.

  • Edip Yüksel

    1-Andolsun bürüdüğü zaman geceye,

    2-Ortaya çıktığı zaman gündüze,

    3-Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki,

    4-İşleriniz çeşit çeşittir.

    5-Kim verir ve erdemli davranır,

    6-Ve iyiyi, güzeli doğrularsa,

    7-Ona iyice kolaylaştırırız.

    8-Fakat, kim cimrilik edip zenginlik taslar,

    9-Ve iyiyi, güzeli yalanlarsa,

    10-Onu da zora yöneltiriz.

    11-Düştüğü vakit kurtaramaz parası/malı onu.

    12-Doğruya biz iletiriz;

    13-Sonu da ilki de biz kontrol ederiz.

    14-Ben sizi alevli bir ateşe karşı uyardım.

    15-Oraya talihsiz olandan başkası girmez.

    16-O ki yalanladı ve sırtını döndü.

    17-Erdemli ise ondan uzak tutulacaktır.

    18-O ki malını vererek temizlenir;

    19-Hiç kimseden de buna karşılık bir iyilik beklemez.

    20-Sadece En Yüce olan Rabbinin rızasını gözetir.

    21-Kendisi de yakında mutlu olacaktır.

  • Elmalılı Hamdi Yazır

    1-Örttüğü zaman geceye,

    2-Açıldığı zaman gündüze,

    3-Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki,

    4-Gerçekten sizin işiniz başka başkadır.

    5-Bundan böyle her kim malını hayır için verir ve korunursa,

    6-Ve en güzel olanı doğrularsa,

    7-Biz onu en kolay yola muvaffak kılacağız.

    8-Kim de cimrilik eder ve kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür.

    9-Ve en güzeli de yalanlarsa,

    10-Onu da en zor yola hazırlarız.

    11-Çukura yuvarlandığı zaman malı onu kurtaramayacak.

    12-Doğru yolu göstermek muhakkak bize aittir.

    13-Kuşkusuz ahiret de dünya da bizimdir.

    14-Ben sizi köpürdükçe köpüren bir ateşe karşı uyardım.

    15-Ona ancak en azgın olan girer.

    16-Öyle azgın ki, yalanlamış ve sırtını dönmüştür.

    17-En çok korunan ise ondan uzaklaştırılacaktır.

    18-O ki, Allah yolunda malını verir, temizlenir.

    19-Onun yanında, başka bir kimse için karşılığı verilecek hiçbir nimet yoktur.

    20-O ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.

    21-Elbette yakında kendisi de hoşnut olacaktır.

  • Suat Yıldırım

    1-Karanlığı ile ortalığı bürüdüğü zaman gece hakkı için!

    2-Açılıp parladığı zaman gündüz,

    3-Erkeği de, dişiyi de yaratan kudret hakkı için ki:

    4-Sizin işleriniz çeşit çeşittir.

    5-Malını Allah yolunda harcayıp O'na saygı duyarak haramdan sakınan,

    6-O en güzel kelimeyi (kelime-i tevhidi) tasdik eden kimseyi.

    7-Biz de en kolay yola muvaffak ederiz.

    8-Cimri davranan, bir de kendini güçlü sanıp Allah'tan müstağni gören,

    9-O en güzel kelimeyi (kelime-i tevhidi) yalan sayanı ise, en güç yola sardırırız.

    10-O en güzel kelimeyi (kelime-i tevhidi) yalan sayanı ise, en güç yola sardırırız.

    11-O, aşağıya doğru yuvarlanırken malı kendisine hiç fayda etmez. [6,110]

    12-Doğru yolu göstermek elbette Bizim işimizdir.

    13-Âhiret gibi dünya da elbette Bize aittir.

    14-İşte Ben, sizi alev saçan bir ateşe karşı uyarıyorum.

    15-O ateş ki dini yalan sayan ve ona sırtını dönenden başkası oraya girmez.

    16-O ateş ki dini yalan sayan ve ona sırtını dönenden başkası oraya girmez.

    17-Ama Allah'a karşı gelmekten çok sakınan ve gönlünü arındırmak için Allah yolunda mal harcayan ise ondan uzak tutulur.

    18-Ama Allah'a karşı gelmekten çok sakınan ve gönlünü arındırmak için Allah yolunda mal harcayan ise ondan uzak tutulur.

    19-O, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak vermez. Verdiğinden ötürü hiç kimseden mükâfat da beklemez.

    20-Sadece ve sadece yüce Rabbini razı etmek ister.

    21-Kendisi de ukbada elbet hoşnut olur.

  • Süleyman Ateş

    1-Örttüğü zaman geceye andolsun,

    2-Göründüğü zaman gündüze andolsun,

    3-Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki,

    4-Sizin işiniz çeşit çeşittir:

    5-Kim (hayır için) verir, korunursa,

    6-Ve en güzel(söz)ü doğrularsa,

    7-Ona en kolay(yolda gitmey)i kolaylaştırırız.

    8-Kim de cimrilik eder, kendini zengin (ve kendine yeterli) görürse,

    9-Ve en güzel(söz)ü de yalanlarsa,

    10-Ona da en güç(yolda gitmey)i kolaylaştırırız.

    11-Çukura düştüğü zaman malı ona hiçbir fayda sağlamaz.

    12-Doğru yola iletmek bize aittir.

    13-Son da ilk de (ahiret de dünya da) bizimdir.

    14-Ben sizi alev saçan bir ateşe karşı uyardım.

    15-Ona ancak haydut olan girer.

    16-O ki, yalanlandı ve sırtını döndü.

    17-En çok korunan da ondan uzak tutulur.

    18-O ki malını hayra vererek arınır, yücelir.

    19-Ve onun yanında, hiç kimsenin karşılık verilecek bir ni'meti yoktur (o, verdiğini kendisine yapılan bir iyiliğin karşılığı olarak değil),

    20-Yalnız yüce Rabbinin rızası için verir.

    21-Yakında kendisi de (Allah'ın verceği ni'metle) razı olacaktır.

  • Yaşar Nuri Öztürk

    1-Yemin olsun bürüyüp örttüğü zaman geceye,

    2-Ve parıldadığı zaman gündüze,

    3-Yemin olsun erkeği de dişiyi de yaratana,

    4-Ki sizin emek ve gayretiniz mutlaka dağınık ve parça parçadır.

    5-Kim verir ve sakınırsa,

    6-Ve güzeli doğrularsa,

    7-Biz ona, en kolay olanı kolaylayacağız.

    8-Ama kim cimriliğe sapar ve kendisini tüm ihtiyaçların üstünde görür,

    9-Ve güzelliği yalanlarsa,

    10-Biz onu, en zor olana sevk edeceğiz.

    11-Aşağı yuvarlandığında malı onu kurtarmayacaktır.

    12-Yemin olsun, doğruya ve güzele kılavuzlamak sadece bizim işimizdir.

    13-Sonrası da öncesi de sadece bizimdir.

    14-Ben sizi, köpürerek yanan bir ateşe karşı uyardım.

    15-Şiddete çok düşkün bedbahttan başkası girmez ona.

    16-Yalanlamış, sırtını dönmüştü o.

    17-İyice sakınan da ondan uzak tutulur.

    18-O ki, temizlenip arınsın diye malını verir.

    19-Onun katında hiç kimsenin, karşılığı verilecek bir nimeti yoktur/hiç kimsenin ona, karşılık olarak verilecek bir nimeti yoktur.

    20-Yüceler yücesi Rabbinin yüzünü özleyip istemek için veren hariç.

    21-Yakında mutlaka hoşnut olacaktır.

  • ARAPÇA

    1-بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَىٰ

    (velleyli iẕâ yagşâ.)

    2-وَالنَّهَارِ إِذَا تَجَلَّىٰ

    (vennehâri iẕâ tecellâ.)

    3-وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْأُنثَىٰ

    (vemâ ḫaleḳa-ẕẕekera vel'ünŝâ.)

    4-إِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتَّىٰ

    (inne sa`yeküm leşettâ.)

    5-فَأَمَّا مَنْ أَعْطَىٰ وَاتَّقَىٰ

    (feemmâ men a`ṭâ vetteḳâ.)

    6-وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَىٰ

    (veṣaddeḳa bilḥusnâ.)

    7-فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَىٰ

    (fesenüyessiruhû lilyüsrâ.)

    8-وَأَمَّا مَن بَخِلَ وَاسْتَغْنَىٰ

    (veemmâ mem beḫile vestagnâ.)

    9-وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَىٰ

    (vekeẕẕebe bilḥusnâ.)

    10-فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَىٰ

    (fesenüyessiruhû lil`usrâ.)

    11-وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّىٰ

    (vemâ yugnî `anhü mâlühû iẕâ teraddâ.)

    12-إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَىٰ

    (inne `aleynâ lelhüdâ.)

    13-وَإِنَّ لَنَا لَلْآخِرَةَ وَالْأُولَىٰ

    (veinne lenâ lel'âḫirate vel'ûlâ.)

    14-فَأَنذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّىٰ

    (feenẕertüküm nâran teleżżâ.)

    15-لَا يَصْلَاهَا إِلَّا الْأَشْقَى

    (lâ yaṣlâhâ ille-l'eşḳâ.)

    16-الَّذِي كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ

    (elleẕî keẕẕebe vetevellâ.)

    17-وَسَيُجَنَّبُهَا الْأَتْقَى

    (veseyücennebühe-l'etḳâ.)

    18-الَّذِي يُؤْتِي مَالَهُ يَتَزَكَّىٰ

    (elleẕî yü'tî mâlehû yetezekkâ.)

    19-وَمَا لِأَحَدٍ عِندَهُ مِن نِّعْمَةٍ تُجْزَىٰ

    (vemâ lieḥadin `indehû min ni`metin tüczâ.)

    20-إِلَّا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِ الْأَعْلَىٰ

    (ille-btigâe vechi rabbihi-l'a`lâ.)

    21-وَلَسَوْفَ يَرْضَىٰ

    (velesevfe yerḍâ.)

İçerik korumalıdır. Sağ tıklama işlevi devre dışı bırakıldı.