VEYSEL ATACAN

  • Resimler
  • Araştırmalar
  • Yazılar
  • Videolar

El-A'la Suresi

  • Abdülbaki Gölpınarlı

    1-Tenzih et yücelerden yüce Rabbinin adını.

    2-Bir Rab ki yarattı, derken düzüp koştu.

    3-Bir Rab ki ölçüp biçti, derken doğru yolu buldurdu.

    4-Bir Rab ki otlağı çıkardı.

    5-Derken onu kapkara, kupkuru bir hale döndürdü.

    6-Seni okutacağız da unutmayacaksın.

    7-Ancak Allah dilerse o başka; şüphe yok ki o, açığa vurulanı da, gizli kalanı da bilir.

    8-Ve sana, en kolay yolda başarı vereceğiz.

    9-Artık öğüt ver, fayda verirse eğer.

    10-Korkan, öğüt alır.

    11-En kötü ve bahtsız olan, ondan sakınır.

    12-Öyle bahtsız ki o, pek büyük ataşe atılır, yanar.

    13-Sonra da orada ne ölür, ne dirilir.

    14-Gerçekten de kurtulur, murada erer kendini temizleyen.

    15-Ve Rabbinin adını anıp da namaz kılan.

    16-Hayır, siz dünya yaşayışını üstün tutarsınız.

    17-Ahiretse daha hayırlıdır ve daha da sürekli.

    18-Şüphe yok ki bu vardı, elbette daha önceki sahifelerde.

    19-İbrahim'in ve Musa'nın sahifelerinde.

  • Ali Bulaç

    1-Rabbinin Yüce ismini tesbih et,

    2-Ki O, yarattı, 'bir düzen içinde biçim verdi',

    3-Takdir etti, böylece yol gösterdi,

    4-'Yemyeşil-otlağı' çıkardı.

    5-Ardından onu kuru, kara bir duruma soktu.

    6-Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın.

    7-Ancak Allah'ın dilediği başka. Çünkü O, açıkta olanı da bilir, saklı duranı da.

    8-Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız.

    9-Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat.'

    10-Allah'tan ‘İçi titreyerek korkan’ öğüt alır-düşünür.

    11-'Mutsuz-bedbaht' olan ondan kaçınır.

    12-Ki o, en büyük ateşe yollanacaktır.

    13-Sonra onun içinde o, ne ölür, ne yaşar.

    14-Doğrusu, temizlenip arınan felah bulmuştur;

    15-Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan.

    16-Hayır siz, dünya hayatını seçip üstün tutuyorsunuz.

    17-Ahiret ise daha hayırlı ve daha süreklidir.

    18-Şüphesiz bu, önceki sahifelerde vardır;

    19-İbrahim'in ve Musa'nın sahifelerinde.

  • Diyanet İşleri Başkanlığı

    1-Yüce Rabbinin adını tesbih et.

    2-O, yaratıp şekil vermiştir.

    3-O, her şeyi ölçüyle yapıp doğru yolu göstermiştir.

    4-O, yeşillikler bitirmiştir.

    5-Sonra da onları siyah çerçöpe çevirmiştir.

    6-Sana Kuran'ı Biz okutacağız ve asla unutmayacaksın;

    7-Allah'ın dilediği bundan müstesnadır. Doğrusu açığı da, gizliyi de bilen O'dur.

    8-Kolay olanı yapmayı sana kolaylaştırırız.

    9-Faydalı olacaksa insanlara öğüt ver.

    10-Allah'tan korkan öğüt alacaktır.

    11-Bedbaht olan ondan kaçınacaktır.

    12-O, en büyük ateşe yaslanacaktır.

    13-O, orada ne ölecektir ne de dirilecektir.

    14-Arınmış olan, Rabbinin adını anıp namaz kılan, saadete erişecektir.

    15-Arınmış olan, Rabbinin adını anıp namaz kılan, saadete erişecektir.

    16-Ama sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

    17-Oysa ahiret daha iyi ve daha bakidir.

    18-Doğrusu bu hükümler ilk sahifelerde, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardır.

    19-Doğrusu bu hükümler ilk sahifelerde, İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde de vardır.

  • Diyanet Vakfı

    1-Yüce Rabbinin adını,

    2-Yaratıp düzene koyan,

    3-Takdir edip yol gösteren,

    4-(Topraktan) yeşil otu çıkaran,

    5-Sonra da onu kapkara bir sel artığına çeviren yüce Rabbinin adını tesbih (ve takdis) et.

    6-Sana (Kur an'ı) okutacağız; sen hiç unutmayacaksın.

    7-Artık Allah'ın dilediği hariç, Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir.

    8-Seni en kolaya muvaffak kılacağız.

    9-O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.

    10-(Allah'tan) korkan öğütten yararlanacak.

    11-Kötü kimse ise öğütten kaçınacaktır.

    12-O ki, en büyük ateşe girecektir.

    13-Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.

    14-Doğrusu feraha ermiştir temizlenen,

    15-Rabbinin adını anıp O'na kulluk eden.

    16-Fakat siz (ey insanlar! ) dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

    17-Oysa ahiret daha hayırlı daha devamlıdır.

    18-Şüphesiz bu (anlatılanlar), önceki kitaplarda, vardır.

    19-İbrahim ve Musa'nın kitaplarında.

  • Edip Yüksel

    1-Yüce Rabbinin ismini eksikliklerden uzak tut.

    2-O ki yarattı, düzene koydu.

    3-O ki ölçtü, yol gösterdi.

    4-O ki yeşillikler bitirdi.

    5-Sonra onu kuruyup kararmış bir samana çevirir.

    6-Seni okutacağız; sen de unutmayacaksın.

    7-ALLAH'ın dilediği hariç; O açığı da bilir, gizliyi de.

    8-Sana kolayı daha da kolaylaştıracağız.

    9-Öğüt yararlı olacaksa öğüt ver.

    10-Saygı duyanlar öğüt alacaktır.

    11-Mutsuz ise ondan yan çizecektir.

    12-Ve büyük ateşe girecektir.

    13-Nitekim, orada ne ölecek, ne de yaşayacaktır.

    14-Kurtulmuştur arınan,

    15-Rabbinin ismini anıp namaz kılan.

    16-Ne var ki siz dünya hayatını seçiyorsunuz.

    17-Oysa ahiret daha iyi ve süreklidir.

    18-Bu, ilk sayfalarda/öğretilerde kayıtlıdır.

    19-İbrahim'in ve Musa'nın sayfalarında.

  • Elmalılı Hamdi Yazır

    1-Rabbinin yüce adını tesbih et.

    2-Yaratıp düzene koyan O'dur.

    3-Takdir edip hidayeti gösteren O'dur.

    4-Otlağı çıkaran,

    5-Sonra da onu karamsı bir sel köpüğü haline getiren O'dur.

    6-Bundan böyle sana Kur'ân'ı okutacağız da unutmayacaksın.

    7-Yalnız Allah'ın dilediği başkadır. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de.

    8-Seni en kolay yola muvaffak kılacağız.

    9-Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse.

    10-Saygısı olan öğüt alacaktır.

    11-Pek bedbaht olan da ondan kaçınacaktır.

    12-O ki, en büyük ateşe girecektir.

    13-Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.

    14-Doğrusu felah buldu (günahtan) temizlenen.  

    15-Rabbinin adını anıp namaz kılan.

    16-Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

    17-Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.

    18-Kuşkusuz bu ilk sahifelerde vardır,

    19-İbrahim ve Musa'nın sahifelerinde.

  • Suat Yıldırım

    1-Tenzih et Rabbinin yüce adını.

    2-O seni yaratıp, mükemmel yaratılış vereni!O her canlıyı bir ölçüye göre yapıp hayatının devamını, sağlayacak yolları göstereni!

    3-O seni yaratıp, mükemmel yaratılış vereni!O her canlıyı bir ölçüye göre yapıp hayatının devamını, sağlayacak yolları göstereni!

    4-O, yeşillikleri çıkarıp sonra da onu kara kuru bir çöpe çevireni!

    5-O, yeşillikleri çıkarıp sonra da onu kara kuru bir çöpe çevireni!

    6-Bundan böyle sana Kur'ân okutacağız da sen unutmayacaksın. Ancak Allah’ın dilediği müstesna. Çünkü O, size göre açık ve net olanı da, gizli olanı da pek iyi bilir.

    7-Bundan böyle sana Kur'ân okutacağız da sen unutmayacaksın. Ancak Allah’ın dilediği müstesna. Çünkü O, size göre açık ve net olanı da, gizli olanı da pek iyi bilir.

    8-Seni en kolay olana muvaffak edeceğiz.

    9-O halde öğütün fayda vereceği ümidiyle sen nasihat et!

    10-Allah'a saygı duyacak olan, nasihati düşünüp ders alır.

    11-Ama pek bedbaht olan ise ondan kaçınır.

    12-Böyle olanlar âhirette, en büyük ateşe girer.

    13-Orada artık ne ölür, ne de rahat yüzü görür.

    14-Kendisini kötülüklerden arındıran,Rabbinin adını anıp namaz kılan, felaha erer.

    15-Kendisini kötülüklerden arındıran,Rabbinin adını anıp namaz kılan, felaha erer.

    16-Fakat bilakis siz dünya hayatını ve zevklerini tercih ediyorsunuz.

    17-Halbuki âhiret mutluluğu daha üstün, daha hayırlı, hem de ebedîdir.

    18-Bu, elbette önceki sahifelerde, İbrâhim ile Mûsâ'ya verilen sahifelerde de bildirilmiştir. [53,36-37]

    19-Bu, elbette önceki sahifelerde, İbrâhim ile Mûsâ'ya verilen sahifelerde de bildirilmiştir. [53,36-37]

  • Süleyman Ateş

    1-Rabbinin yüce adını tesbih et (O'nun eksikliklerden uzak olduğunu an).

    2-O ki (her şeyi) yarattı, düzenledi.

    3-Ve O ki herşeyin miktarını, biçimini belirleyip hedefini gösterdi.

    4-Ve O ki otlağı çıkardı,

    5-Sonra da onu kupkuru, siyah bir çöpe çevirdi.

    6-Sana (Kur'an'ı), okutacağız, unutmayacaksın.

    7-Yalnız Allah'ın dilediğini unutursun. O, açığı da bilir, gizli olanı da.

    8-Seni en kolay yola muvaffak edeceğiz.

    9-O halde eğer hatırlatmak yarar verirse hatırlat, öğüt ver.

    10-(Allah'a) Saygılı olan hatırlar (öğüt alır).

    11-Bahtsız olan da ondan kaçınır.

    12-O da en büyük ateşe girer.

    13-Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.

    14-Doğrusu, mutluluğa ermiştir zekat veren;

    15-Rabbinin adını anıp namaz kılan.

    16-Ama siz, şu yakın hayatı yeğliyorsunuz.

    17-Oysa ahiret daha iyi ve daha kalıcıdır.

    18-Bu (hükümler), elbette ilk sahifelerde de vardı:

    19-İbrahim'in ve Musa'nn sayfalarında.

  • Yaşar Nuri Öztürk

    1-Rabbinin o Al'a, o yüce adını tespih et!

    2-O ki yarattı, düzene koydu,

    3-O ki miktarını, şeklini belirledi, yolunu çizip aydınlattı.

    4-O ki otlağı çıkardı,

    5-Sonra da onu sellerin sürüklediği morarmış bir atık haline getirdi.

    6-Seni/sana okutacağız da artık unutmayacaksın.

    7-Allah'ın dilediği müstesna. O, açıklananı da gizleneni de bilir.

    8-Sana, en kolay olanı kolaylaştıracağız.

    9-Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver!

    10-İçine ürperti düşen, öğüt alacaktır.

    11-İçi kararmış bedbaht ise ondan kaçınacaktır.

    12-En büyük ateşe girer o.

    13-Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur.

    14-Benliğini arındıran/zekât veren, kurtuluşa gerçekten ermiştir.

    15-Rabbinin adını anmış, namaz kılmıştır/dua etmiştir o.

    16-Doğrusu şu ki, siz şu iğreti hayatı yeğliyorsunuz.

    17-Oysaki sonraki hayat daha mutlu, daha kalıcıdır.

    18-Hiç kuşkusuz, bu Kur'an, ilk sayfalarda da elbette vardır.

    19-İbrahim'in ve Mûsa'nın sayfalarında.

  • ARAPÇA

    1-بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى

    (sebbiḥi-sme rabbike-l'a`lâ.)

    2-الَّذِي خَلَقَ فَسَوَّىٰ

    (elleẕî ḫaleḳa fesevvâ.)

    3-وَالَّذِي قَدَّرَ فَهَدَىٰ

    (velleẕî ḳaddera fehedâ.)

    4-وَالَّذِي أَخْرَجَ الْمَرْعَىٰ

    (velleẕî aḫrace-lmer`â.)

    5-فَجَعَلَهُ غُثَاءً أَحْوَىٰ

    (fece`alehû guŝâen aḥvâ.)

    6-سَنُقْرِئُكَ فَلَا تَنسَىٰ

    (senuḳriüke felâ tensâ.)

    7-إِلَّا مَا شَاءَ اللَّهُ ۚ إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفَىٰ

    (illâ mâ şâe-llâh. innehû ya`lemü-lcehra vemâ yaḫfâ.)

    8-وَنُيَسِّرُكَ لِلْيُسْرَىٰ

    (venüyessiruke lilyüsrâ.)

    9-فَذَكِّرْ إِن نَّفَعَتِ الذِّكْرَىٰ

    (feẕekkir in nefe`ati-ẕẕikrâ.)

    10-سَيَذَّكَّرُ مَن يَخْشَىٰ

    (seyeẕẕekkeru mey yaḫşâ.)

    11-وَيَتَجَنَّبُهَا الْأَشْقَى

    (veyetecennebühe-l'eşḳâ.)

    12-الَّذِي يَصْلَى النَّارَ الْكُبْرَىٰ

    (elleẕî yaṣle-nnâra-lkübrâ.)

    13-ثُمَّ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَىٰ

    (ŝümme lâ yemûtü fîhâ velâ yaḥyâ.)

    14-قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّىٰ

    (ḳad efleḥa men tezekkâ.)

    15-وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّهِ فَصَلَّىٰ

    (veẕekera-sme rabbihî feṣallâ.)

    16-بَلْ تُؤْثِرُونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا

    (bel tü'ŝirûne-lḥayâte-ddünyâ.)

    17-وَالْآخِرَةُ خَيْرٌ وَأَبْقَىٰ

    (vel'âḫiratü ḫayruv veebḳâ.)

    18-إِنَّ هَـٰذَا لَفِي الصُّحُفِ الْأُولَىٰ

    (inne hâẕâ lefi-ṣṣuḥufi-l'ûlâ.)

    19-صُحُفِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَىٰ

    (ṣuḥufi ibrâhîme vemûsâ.)

İçerik korumalıdır. Sağ tıklama işlevi devre dışı bırakıldı.