VEYSEL ATACAN

  • Resimler
  • Araştırmalar
  • Yazılar
  • Videolar

En-Nazi'at Suresi

  • Abdülbaki Gölpınarlı

    1-Andolsun şiddetle çekip alanlara.

    2-Ve neşeli neşeli yürüyenlere.

    3-Ve yüze yüze gidenlere.

    4-Ve herkesi geçenlere.

    5-Ve işi tedbirle yapanlara.

    6-O gün, bir sarsıntıdır, sarsar.

    7-Ardından bir sarsıntı daha gelir çatar.

    8-Yürekler, belinleyip korkar.

    9-Gözleri yere dikilir.

    10-Onlar derler ki: Çukura atıldıktan sonra mı dirileceğiz de çıkacağız?

    11-Ufalanmış bir kemik yığını haline geldikten sonra mı olacak bu iş?

    12-Öyleyse derler, bu, pek ziyanlı bir dönüş.

    13-Halbuki o, bir tek haykırış.

    14-Derken onlar dümdüz bir yerde toplanırlar.

    15-Gelmedi mi Musa'ya ait söz sana?

    16-Hani Rabbi, kutlu Tuva vadisinde nida etmişti ona.

    17-Git Firavun'a, şüphe yok ki o, azdı.

    18-De ki: İster misin temizlenmeyi.

    19-Ve sana Rabbinin yolunu göstereyim de korkasın, saygı duyasın?

    20-Derken ona en büyük delili göstermişti.

    21-Oysa yalanlamıştı, karşı gelmişti.

    22-Sonra da geri dönmüştü de koşup gitmişti.

    23-Derken halkı toplamıştı da bağırmıştı.

    24-Ben, sizin en yüce Rabbinizim demişti.

    25-Derken Allah onu, dünyada da, ahirette de azaplandırarak helak etmişti.

    26-Şüphe yok ki bunda bir ibret var korkanlara.

    27-Sizi yaratmak mı daha güç sizce, yoksa göğü yaratmak mı? Onu kurdu.

    28-Tavanını yücelti, düzüp koştu.

    29-Ve gecesini kararttı, kuşluk çağını meydana çıkarttı.

    30-Ve yeryüzünü de bundan sonra yaydı, döşedi.

    31-Oradan suyunu, otlağını çıkarıp meydana getirdi.

    32-Ve dağlarını oturttu.

    33-Sizin ve hayvanlarınızın faydası için.

    34-Derken o pek büyük felaket gelip çatınca.

    35-İnsan, o gün anlar, hatırlar neye çalıştığını.

    36-Ve cehennem, belirtilir görene.

    37-Artık kim azmışsa.

    38-Dünya yaşayışını üstün tutmuşsa,

    39-Artık cehennemdir onun yeriyurdu.

    40-Ve ama kim, Rabbinin durağından korkup da nefsi, dileğinden çekmişse.

    41-Şüphe yok ki cennettir onun yeriyurdu.

    42-Senden sorarlar kıyameti, ne vakit kopacak?

    43-Sen, onu ne bilirsin ki ne anlatacaksın?

    44-Onun sonu, Rabbine aittir, o bilir.

    45-Sen ancak, korkanı korkutansın.

    46-Onu gördükleri gün, bir akşamcık yaşamışa dönerler, yahut da günün kuşluk çağı.

  • Ali Bulaç

    1-Ta en derinden acıyla sökerek çıkaranlara andolsun.

    2-Yumuşacık çekip alanlara,

    3-Yüzdükçe yüzerek gidenlere,

    4-Öncü olarak yarışıp geçenlere,

    5-Derken işi bir düzen içinde evirip çevirenlere,

    6-O sarsıntının sarsacağı gün,

    7-Arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek.

    8-O gün yürekler (dehşet içinde) hoplayacak.

    9-Gözler zillet içinde düşecek.

    10-Derler ki: "Biz çukurda iken, gerçekten biz mi yeniden (diriltilip) döndürüleceğiz?"

    11-"Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuz zaman mı?"

    12-Derler ki: "Şu durumda, zararına bir dönüştür bu."

    13-Oysa bu, yalnızca tek bir haykırıştır.

    14-Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.

    15-Musa'nın haberi sana geldi mi?

    16-Hani Rabbi ona, kutsal vadi Tuva'da seslenmişti:

    17-"Firavun'a git; çünkü o, azdı."

    18-Ona de ki: “Temizlenmek ister misin?"

    19-"Seni Rabbine yönelteyim, böylece (O'ndan) korkmuş olursun."

    20-(Musa) Ona büyük mucizeyi gösterdi.

    21-Fakat o, yalanladı ve isyan etti.

    22-Sonra (karşı yönde) çaba harcayıp sırtını döndü.

    23-Sonunda (yardımcı güçlerini) topladı, seslendi;

    24-Dedi ki: "Sizin en yüce Rabbiniz benim."

    25-Böylelikle Allah onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.

    26-Gerçekten bunda 'içi titreyerek korkacak' kimse için elbette bir ibret (ders) vardır.

    27-Yaratmak bakımından siz mi daha güçsünüz yoksa gök mü? (Allah) Onu bina etti.

    28-Boyunu yükseltti, ona belli bir düzen verdi.

    29-Gecesini kararttı, kuşluğunu açığa-çıkardı.

    30-Bundan sonra yeryüzünü serip döşedi.

    31-Ondan da suyunu ve otlağını çıkardı.

    32-Dağlarını dikip-oturttu;

    33-Size ve hayvanlarınıza bir yarar (meta) olmak üzere.

    34-Ancak o, 'herşeyi batırıp gömen büyük-felaket’ (kıyamet) geldiği zaman.

    35-O gün, insan, neye çaba harcadığını düşünüp-anlar.

    36-Görebilenler için cehennem de sergilenmiştir.

    37-Artık kim taşkınlık edip-azarsa,

    38-Ve dünya hayatını seçerse,

    39-Şüphesiz cehennem, (onun için) bir barınma yeridir.

    40-Kim Rabbinin makamından korkar ve nefsi heva (istek ve tutkular) dan sakındırırsa,

    41-Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir.

    42-"O ne zaman demir atacak?" diye, sana kıyamet-saatini soruyorlar.

    43-Onunla ilgili bilgi vermekten yana, sende ne var ki…

    44-En sonunda o (ve onunla ilgili bilgi), Rabbine aittir.

    45-Sen, yalnızca ondan 'içi titreyerek korkanlar' için bir uyarıcısın.

    46-Onu gördükleri gün, sanki, bir akşam veya bir kuşluk-vaktinden başkasını yaşamamış gibidirler.

  • Diyanet İşleri Başkanlığı

    1-Canları boğarcasına şiddetle çekip alanlara and olsun,

    2-Canları kolaylıkla alanlara and olsun,

    3-Yüzüp yüzüp gidenlere and olsun,

    4-Yarıştıkça yarışan ve işleri yöneten meleklere and olsun

    5-Yarıştıkça yarışan ve işleri yöneten meleklere and olsun

    6-O gün bir sarsıntı sarsar.

    7-Peşinden bir diğeri gelir.

    8-O gün kalbler titrer.

    9-İnsanların gözleri yere döner.

    10-Derler ki: "Biz eski halimize mi döndürüleceğiz?"

    11-"Ufalanmış kemik olduğumuz zaman mı?"

    12-Derler ki: "O takdirde bu zararına bir dönüştür."

    13-Doğrusu bir tek çığlık yetecektir.

    14-Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.

    15-Musa'nın başından geçen olay sana geldi mi?

    16-Tuva'da, kutsal bir vadide, Rabbi ona şöyle hitap etmişti:

    17-"Firavun'a git; doğrusu o azmıştır."

    18-"Ona de ki: Arınmağa niyetin var mı?"

    19-"Rabbine giden yolu göstereyim ki O'na saygı duyup korkasın."

    20-Bunun üzerine ona en büyük mucizeyi gösterdi.

    21-Ama Firavun yalanladı ve baş kaldırdı.

    22-Geri dönüp yürüdü.

    23-Adamlarını toplayıp seslendi:

    24-"Sizin en yüce rabbiniz benim" dedi.

    25-Allah bunun üzerine onu dünya ve ahiret azabına uğrattı.

    26-Doğrusu bunda Allah'tan korkan kimseye ders vardır.

    27-Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir.

    28-Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir.

    29-Gecesini karanlık yapmış, gündüzünü aydınlatmıştır.

    30-Ardından yeri düzenlemiştir.

    31-Suyunu ondan çıkarmış ve otlak yer meydana getirmiştir.

    32-Dağları yerleştirmiştir.

    33-Bunları sizin ve hayvanlarınızın geçinmesi için yapmıştır.

    34-Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar.

    35-Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar.

    36-Cehennem her bakanın göreceği şekilde gösterilir.

    37-İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.

    38-İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.

    39-İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.

    40-Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.

    41-Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.

    42-Senden kıyametin ne zaman gelip çatacağını sorarlar.

    43-Nerde senden onu anlatması?

    44-Onun bilgisi Rabbine aittir.

    45-Sen sadece kıyametten korkanı uyaransın.

    46-Kıyameti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış olduklarını sanırlar.

  • Diyanet Vakfı

    1-Söküp çıkaranlara, andolsun;

    2-Yavaşça çekenlere,

    3-Yüzdükçe yüzenlere,

    4-Yarıştıkça yarışanlara,

    5-Derken iş düzenleyenlere.

    6-Birinci üflemenin (kainatı) sarstığı,

    7-Onu ikinci üflemenin takip ettiği gün,

    8-İşte o gün yürekler kaygıdan oynar,

    9-Gözler yorgun düşer.

    10-Diyorlar ki, "Öldükten sonra biz, (dünyadaki) ilk halimize mi döndürüleceğiz,

    11-(Hem de) çürümüş kemikler olduktan sonra ha?"

    12-"O zaman bu, ziyanlı bir dönüş olur" dediler.

    13-Bu dönüş, sadece bir seslenmeye bakar.

    14-Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

    15-(Habibim!) Sana Musa'nın haberi geldi mi?

    16-Kutsal vadi Tuva'da Rabbi ona şöyle seslenmişti:

    17-Firavun'a git! Çünkü o çok azdı.

    18-De ki: Nasıl arınmağa gönlün var mı?

    19-Seni Rabbimin yoluna iletmemi ister misin? Böylece ondan korkarsın.

    20-Ve ona en büyük mucizeyi gösterdi.

    21-(O ise) hemen yalanladı ve isyan etti.

    22-Sonra (inkar için) olanca çabasını göstererek sırtını döndü.

    23-Derhal (adamlarını) topladı ve (onlara) bağırdı:

    24-Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi.

    25-Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.

    26-Elbette bunda, korkan kimseler için büyük bir ibret vardır.

    27-Sizi yaratmak mı daha güç, yoksa gökyüzünü yaratmak mı, ki onu Allah bina etti,

    28-Onu yükseltti, düzene koydu,

    29-Gecesini kararttı, gündüzünü ağarttı.

    30-Ondan sonra da yerküreyi döşedi,

    31-Yerden suyunu ve otlağını çıkardı,

    32-Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.

    33-Kendiniz ve hayvanlarınız için bir faydalanma olmak üzere.

    34-Her şeyi alt üst eden o büyük felaket geldiği vakit,

    35-İnsanın yapıp ettiklerini hatırlayacağı gün,

    36-Ve görene cehennem açık bir şekilde gösterilmiştir.

    37-Artık kim azmışsa,

    38-Ve dünya hayatını ahirete tercih etmişse,

    39-Şüphesiz cehennem(onun için) tek barınaktır.

    40-Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştırmış kimse için,

    41-Şüphesiz cennet(onun) yegane barınağıdır.

    42-Sana kıyameti sorarlar: Gelip çatması ne zamandır? (derler.)

    43-Sen onu nereden bilip bildireceksin!

    44-Onun nihai ilmi yalnız Rabbine aittir.

    45-Sen ancak ondan korkanları uyarırsın.

    46-Kıyamet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.

  • Edip Yüksel

    1-Andolsun söküp çıkaranlara,

    2-Rahatça çekenlere,

    3-Yüzüp akanlara,

    4-Yarışıp birbirlerini geçenlere,

    5-Ve böylece emirleri uygulayanlara...

    6-O gün o sarsıntı sarsar.

    7-Ardından bir diğeri izler.

    8-O gün yürekler titrer.

    9-Gözleri ise alçalır.

    10-Derler ki, "Daha önceki halimize mi döndürüldük?"

    11-"Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha!?"

    12-"Öyleyse bu zararına bir dönüştür," derler.

    13-O bir tek dürtüşten ibarettir.

    14-Onlar uyanıvermişlerdir.

    15-Sana Musa'nın tarihi ulaştı mı?

    16-Rabbi, kutsal Tuva vadisinde ona seslenmişti:

    17-"Firavun'a git; o azdı."

    18-"Ona de ki: Arınmayacak mısın?"

    19-"Seni Rabbine ileteyim de saygılı olasın."

    20-Ona büyük mucizeyi gösterdi.

    21-Fakat o yalanladı ve karşı geldi.

    22-Sonra, sırtını döndü, (aleyhte) çaba gösterdi.

    23-Toplayıp, ilan etti.

    24-"Ben sizin en yüce rabbinizim," dedi.

    25-Sonunda, ALLAH onu ahiret ve dünya cezasına çarptı.

    26-Kuşkusuz, saygı duyanlar için bunda bir ibret vardır.

    27-Siz mi, yoksa gök mü yaratılış açısından daha zorludur? Onu O yaptı.

    28-Onu alabildiğine yükseltti ve düzenledi.

    29-Gecesini kararttı, sabahını ise ortaya çıkardı.

    30-Ve yeri de yumurta biçimine soktu

    31-Ondan suyunu ve otlağını çıkardı.

    32-Dağları da çaktı.

    33-Tüm bunlar sizin ve hayvanlarınızın geçimi için.

    34-Büyük baskın geldiği zaman,

    35-O gün insan, neyin uğrunda çaba harcadığını anlar.

    36-Cehennem göz önüne çıkarılacaktır.

    37-Azgınlara,

    38-Ve dünya hayatını yeğleyenlere gelince.

    39-Gidilecek yer cehennem olacaktır.

    40-Rabbinin makamına karşı saygı duyan ve kendini kötü arzulardan alıkoyanlara gelince

    41-Gidilecek yer cennet olacaktır.

    42-Sana Saat (dünyanın sonu) ne zaman gerçekleşecektir diye soruyorlar.

    43-Onu bildirmek, (ey Muhammed) senin görevin değildir.

    44-Onun kararı Rabbine aittir.

    45-Senin görevin, sadece ondan korkanları uyarmaktır.

    46-Onu gördükleri gün, sanki (dünyada) bir akşam veya kuşluk vakti kadar kalmışlardır

  • Elmalılı Hamdi Yazır

    1-Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara,

    2-Usulcacık çekenlere,

    3-Yüzüp yüzüp gidenlere,

    4-Yarışıp geçenlere,

    5-Derken bir iş çevirenlere kasem olsun (ki kıyamet var).

    6-O gün deprem sarsar,

    7-Onu ikinci bir sarsıntı izler.

    8-Yürekler vardır, o gün kaygıdan hoplar.

    9-Gözler kalkmaz saygıdan.

    10-Diyorlar ki: "Biz tekrar eski halimize mi döndürülecekmişiz?

    11-"Biz, çürümüş kemikler olduktan sonra ha?"

    12-"Öyleyse bu çok zararlı bir dönüştür." dediler.

    13-Fakat o bir tek haykırıştır.

    14-Bir de bakarsın hepsi meydandadır.

    15-Musa'nın haberi sana geldi mi?

    16-Hani Rabbi ona kutsal vaadi Tuva'da seslenmişti:

    17-"Haydi, demişti, git Firavun'a, çünkü o çok azdı."

    18-De ki: İster misin arınasın?

    19-Seni Rabbinin yoluna ileteyim de ondan korkasın.

    20-Musa Firavun'a o büyük mucizeyi gösterdi.

    21-Fakat Firavun yalanladı, karşı geldi.

    22-Sonra koşarak dönüp gitti.

    23-Derken adamlarını topladı da bağırdı:

    24-"Ben sizin en yüce Rabbinizim" dedi.

    25-Allah da onu tuttu, dünya ve ahiret azabıyla yakalayıverdi.

    26-Kuşkusuz bunda, saygı duyacaklar için bir ibret vardır.

    27-Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? Onu Allah bina etti.

    28-Tavanını yükseltti, onu bir düzene koydu.

    29-Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı.

    30-Bundan sonra da yeryüzünü döşedi.

    31-Ondan suyunu ve otlağını çıkardı.

    32-Dağlarını oturttu.

    33-Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için.

    34-Fakat o her şeyi bastıran büyük felaket geldiği vakit,

    35-O, insanın neyin peşinde koştuğunu anladığı gün,

    36-Gören kimseler için cehennem hortlatıldığı vakit,

    37-Artık her kim azgınlık etmiş,

    38-Ve dünya hayatını tercih etmişse,

    39-Kuşkusuz onun varacağı yer cehennemdir.

    40-Kim de Rabbinin divanında durmaktan korkmuş, nefsini boş heveslerden menetmiş ise,

    41-Kuşkusuz onun varacağı yer cennettir.

    42-Sana o kıyameti soruyorlar, ne zaman kopacak diye.

    43-Sen nerde, onu anlatmak nerde?!

    44-Onun son ilmi Rabbine aittir.

    45-Sen ancak ondan korkacak olanları uyarıcısın.

    46-Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.

  • Suat Yıldırım

    1-Var gücüyle koşanlar,

    2-Neş'e ve şevkle yürüyenler,

    3-Yüzüp yüzüp gidenler,

    4-Yarışıp geçenler

    5-İşleri düzenleyip yönetenler, hakkı için ki: (kıyamet gerçektir, hepiniz ölümden sonra diriltileceksiniz!)

    6-Günü gelince, sura ilk üfleme, yeri şiddetli bir depremle yıkacak!

    7-Onu izleyen ikinci üfleme herkesi mezarından kaldıracak!

    8-O gün kalpler güp güp atacak

    9-Gözler yere eğilecek

    10-İnkârcılar alay ederek şöyle derler: “Çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmişiz! O takdirde bu, bizim için ziyanlı bir dönüş olur!”

    11-İnkârcılar alay ederek şöyle derler: “Çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmişiz! O takdirde bu, bizim için ziyanlı bir dönüş olur!”

    12-İnkârcılar alay ederek şöyle derler: “Çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmişiz! O takdirde bu, bizim için ziyanlı bir dönüş olur!”

    13-Fakat olay (zor değil,) bir tek emirden ibarettir. Bir anda mahşerde toplanıverirler! [17,52; 54,50; 16,77]

    14-Fakat olay (zor değil,) bir tek emirden ibarettir. Bir anda mahşerde toplanıverirler! [17,52; 54,50; 16,77]

    15-Mûsa'nın hadisesinden haberin olmuştu değil mi?

    16-Hani Rabbi ona kutlu Tuvâ vâdisinde şöyle seslenmişti:

    17-“Firavuna git, zira o iyice azdı!Ona de ki: kendini arındırmaya gönlün var mı?

    18-“Firavuna git, zira o iyice azdı!Ona de ki: kendini arındırmaya gönlün var mı?

    19-“İster misin Seni Rabbine kavuşturan yola vurayım.Böylece Sen de O'na saygı duyasın?” [7,104-105; 26,16-17; 26,23-28]

    20-Ona en büyük mûcizeyi gösterdi.

    21-Fakat o buna “yalan” dedi ve isyan etti.

    22-Sonra sırtını dönüp Mûsâ'ya karşı bir çalışma içine girdi.

    23-Adamlarını topladı ve onlara: “Sizin en yüce rabbiniz benim!” dedi. [26,29; 7,127]

    24-Adamlarını topladı ve onlara: “Sizin en yüce rabbiniz benim!” dedi. [26,29; 7,127]

    25-Allah da onu dünyada da, âhirette de şiddetle cezalandırdı.

    26-Bu da Rabbini sayacak kimselere bir ibret oldu.

    27-Siz ey haşri inkâr edenler: Düşünün, sizi yeniden yaratmak mı zor, yoksa gök âlemini mi?İşte bakın: Allah onu nasıl da sağlam bina etti! [40,57; 36,81]

    28-Allah onu direksiz yükseltti ve kusursuz işleyen bir sisteme bağladı.

    29-Gecesini karanlık, gündüzünü parlak şekilde açığa çıkardı.

    30-Sonra da yeri döşeyip yerleşmeye hazırladı.

    31-Oradan sularını, otlaklarını çıkardı.

    32-Dağlarını oturttu.

    33-Bütün bunları sizin ve hayvanlarınızın hayat için yaptı.

    34-Fakat her şeyi bastıran o felaket geldiği zaman,

    35-İnsan neyin peşinde koştuğunu anlar ama, artık iş işten geçer.

    36-Cehennem her görene, apaçık görünür.

    37-Artık kim azdıysa,

    38-Âhireti unutup dünya zevkini tercih ettiyse,

    39-Onun varacağı yer, olsa olsa cehennemdir!

    40-Ama kim Rabbinin divanında durmaktan korkarsa,ve nefsini heva ve hevese uymaktan dizginlerse,

    41-Onun varacağı yer de olsa olsa cennettir!

    42-Sana kıyamet saatini sorarlar: “Demir atması ne zaman?” diye.

    43-Sen nerede, onun vaktini bildirmek nerede? [7,187]

    44-Onun sonu Rabbine varır, kesin bilgisi O'na aittir.

    45-Sana düşen sadece: ondan korkanı uyarmaktır.

    46-Onu gördükleri gün öyle gelir ki onlara:Yalnız bir akşam veya bir sabah faslı durdular dünyada.

  • Süleyman Ateş

    1-Andolsun söküp çıkaranlara,

    2-Hemen çekip alanlara,

    3-Yüzüp gidenlere,

    4-Yarışıp, geçenlere,

    5-Derken işi düzenleyenlere!

    6-O gün o gürültü sarsar.

    7-Ardından başka bir gürültü gelir.

    8-O gün bazı yürekler çarpar.

    9-Gözleri (korkudan) aşağı kayar.

    10-Diyorlar ki: "Biz yine eski halimize döndürülecek miyiz?"

    11-Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha?

    12-Öyle ise bu, ziyanlı bir dönüştür! dediler.

    13-O (olay zor değil) bir tek haykırış(a bakmakta)dır.

    14-Hemen onlar uyanıklık alanındadırlar.

    15-Musa'nın haberi sana geldi mi?

    16-Hani Rabbi ona Kutsal Vadi'de, "Tuva"'da ünlemişti:

    17-Fir'avn'a git, çünkü o azdı.

    18-De ki: Arınmağa gönlün var mı?

    19-Seni Rabbin(in yolun)a ileteyim de O'ndan korkasın.

    20-Ona büyük mu'cizeyi gösterdi.

    21-Fakat o yalanladı, karşı geldi.

    22-Sonra sırtını döndü; (Musa'nın getirdiklerini iptal etmek için) çalışmağa koyuldu.

    23-(Adamlarını) Topladı, (onlara) bağırdı:

    24-Ben sizin en yüce Rabbinizim! dedi.

    25-Allah da onu, sonun ve ilkin (ahiretin ve dünyanın) azabıyle cezalandırdı.

    26-Şüphesiz bunda (Allah'tan) korkacak kimse için ibret vardır.

    27-Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? (Allah) onu yaptı.

    28-Kalınlığını (tavanını) yükseltti, onu düzenledi.

    29-Gecesini örtüp kararttı, kuşluğunu (güneşinin ışığını) açığa çıkardı.

    30-Bundan sonra da yeri yayıp yuvarlattı.

    31-Ondan suyunu ve otlağını çıkardı,

    32-Dağları oturttu,

    33-Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için.

    34-Herşeyi bastıran o büyük felaket geldiği zaman,

    35-O gün insan, neyin peşinde koşmuş olduğunu hatırlar.

    36-Gören kimseler için cehennem ortaya çıkarılmıştır.

    37-Artık kim azmışsa,

    38-Ve şu yakın hayatı yeğlemişse,

    39-Onun barınağı cehennemdir.

    40-Ama kim Rabbinin divanında dur(up hesap ver)mekten korkmuş ve nefsi(ni) kötü heves(ler) den men'etmişse

    41-Onun barınağı da cennettir.

    42-Sana sa'atden soruyorlar: Demir atması (gelip çatması) ne zaman diye.

    43-Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede?!

    44-Onun bilgisi Rabbine aittir.

    45-Sen ancak, ondan korkacak olanları uyarıcısın.

    46-Onlar onu gördükleri zaman sanki (dünyada) bir akşam veya onun kuşluk vaktinden fazla kalmamış gibi olurlar.

  • Yaşar Nuri Öztürk

    1-Yemin olsun, çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,

    2-Yemin olsun, rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere,

    3-Yemin olsun, boşlukta yahut suda yüzüp gidenlere,

    4-Derken öne geçip yarışı kazananlara,

    5-Bir iş ve oluşu çekip çevirenlere,

    6-Ki o gün şiddetle sarsacak olan saracaktır.

    7-Onu, ardısıra gelen izleyecektir.

    8-Bazı kalpler o gün kaygıdan titreyecektir.

    9-Onların gözleri yerlere eğilecektir.

    10-"Biz gerçekten bu çukurda eski halimize döndürülecek miyiz?" diyorlar.

    11-"Un-ufak kemikler haline geldikten sonra, öyle mi!"

    12-"Hüsran dolu bir dönüştür bu öyleyse!" diye konuştular.

    13-Oysaki o, sert bir komut sesinden ibarettir.

    14-Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir.

    15-Ulaştı mı sana Mûsa'nın haberi?

    16-Hani, Rabbi ona, kutsal vadide, Tuva'da seslenmişti:

    17-"Firavun'a git! İyice azdı o."

    18-"De ki ona: 'Arınıp temizlenmeye ne dersin?"

    19-"Seni Rabbine kılavuzlayayım da gönülden ürperesin!"

    20-Derken, ona o en büyük mucizeyi gösterdi.

    21-Ama o yalanladı, isyan etti.

    22-Sonra, sırtını döndü; koşuyordu.

    23-Derken, bir araya toplayıp bağırdı.

    24-Dedi ki: "Ben sizin en yüce rabbinizim."

    25-Bunun üzerine Allah, onu sonraya ve önceye ibret olmak üzere bir ceza ile çarptı.

    26-Kuşkusuz, bunda, içine ürperti düşen için tam bir ibret vardır.

    27-Siz mi daha zorsunuz yaratılışça, gök mü?

    28-Onu O yapıp kurdu. Onun boyunu yükseltti; ardından ona ahenk ve düzen verdi.

    29-Gecesini kararttı, kuşluğunu ortaya çıkardı.

    30-Bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı.

    31-Ondan suyunu, otlağını çıkardı.

    32-Dağları, demir atmış gibi oturttu;

    33-Sizin için ve hayvanlarınız için bir geçim aracı olarak.

    34-O güç yetmez büyük felaket geldiğinde,

    35-O gün insan, uğrunda gayret sarfettiği şeyi hatırlar.

    36-Gören kişi için cehennem apaçık ortaya çıkarılmıştır.

    37-Artık azmış olan,

    38-Ve iğreti hayatı yeğlemiş olan için,

    39-Cehennem, barınağın ta kendisidir.

    40-Rabbinin yüceliğinden korkup nefsini boş heveslerden yasaklamış olan içinse,

    41-Cennet, barınağın ta kendisidir.

    42-O saatten soruyorlar sana, "gelip demir atması ne zaman?" diye.

    43-Nerede sende, onu hatırlatacak şey!

    44-Ona ilişkin bilginin sonu Rabbine varır.

    45-Sen sadece, ondan korkanları uyaransın.

    46-Onu gördükleri gün onlar, dünyada sanki bir akşam veya onun kuşluk vaktinden başka kalmamışa dönerler.

  • ARAPÇA

    1-بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا

    (vennâzi`âti garḳâ.)

    2-وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا

    (vennâşiṭâti neşṭâ.)

    3-وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا

    (vessâbiḥâti sebḥâ.)

    4-فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا

    (fessâbiḳâti sebḳâ.)

    5-فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا

    (felmüdebbirâti emrâ.)

    6-يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ

    (yevme tercüfü-rrâcifeh.)

    7-تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ

    (tetbe`uhe-rrâdifeh.)

    8-قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ

    (ḳulûbüy yevmeiẕiv vâcifeh.)

    9-أَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌ

    (ebṣâruhâ ḫâşi`ah.)

    10-يَقُولُونَ أَإِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِ

    (yeḳûlûne einnâ lemerdûdûne fi-lḥâfirah.)

    11-أَإِذَا كُنَّا عِظَامًا نَّخِرَةً

    (eiẕâ künnâ `iżâmen neḫirah.)

    12-قَالُوا تِلْكَ إِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ

    (ḳâlû tilke iẕen kerratün ḫâsirah.)

    13-فَإِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ

    (feinnemâ hiye zecratüv vâḥideh.)

    14-فَإِذَا هُم بِالسَّاهِرَةِ

    (feiẕâ hüm bissâhirah.)

    15-هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَىٰ

    (hel etâke ḥadîŝü mûsâ.)

    16-إِذْ نَادَاهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى

    (iẕ nâdâhü rabbühû bilvâdi-lmüḳaddesi ṭuvâ.)

    17-اذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَىٰ

    (iẕheb ilâ fir`avne innehû ṭagâ.)

    18-فَقُلْ هَل لَّكَ إِلَىٰ أَن تَزَكَّىٰ

    (feḳul hel leke ilâ en tezekkâ.)

    19-وَأَهْدِيَكَ إِلَىٰ رَبِّكَ فَتَخْشَىٰ

    (veehdiyeke ilâ rabbike fetaḫşâ.)

    20-فَأَرَاهُ الْآيَةَ الْكُبْرَىٰ

    (feerâhü-l'âyete-lkübrâ.)

    21-فَكَذَّبَ وَعَصَىٰ

    (fekeẕẕebe ve`aṣâ.)

    22-ثُمَّ أَدْبَرَ يَسْعَىٰ

    (ŝümme edbera yes`â.)

    23-فَحَشَرَ فَنَادَىٰ

    (feḥaşera fenâdâ.)

    24-فَقَالَ أَنَا رَبُّكُمُ الْأَعْلَىٰ

    (feḳâle ene rabbükümü-l'a`lâ.)

    25-فَأَخَذَهُ اللَّهُ نَكَالَ الْآخِرَةِ وَالْأُولَىٰ

    (feeḫaẕehü-llâhü nekâle-l'âḫirati vel'ûlâ.)

    26-إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَعِبْرَةً لِّمَن يَخْشَىٰ

    (inne fî ẕâlike le`ibratel limey yaḫşâ.)

    27-أَأَنتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ السَّمَاءُ ۚ بَنَاهَا

    (eentüm eşeddü ḫalḳan emi-ssemâü. benâhâ.)

    28-رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوَّاهَا

    (rafe`a semkehâ fesevvâhâ.)

    29-وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَاهَا

    (veagṭaşe leylehâ veaḫrace ḍuḥâhâ.)

    30-وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَاهَا

    (vel'arḍa ba`de ẕâlike deḥâhâ.)

    31-أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا

    (aḫrace minhâ mâehâ vemer`âhâ.)

    32-وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا

    (velcibâle ersâhâ.)

    33-مَتَاعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ

    (metâ`al leküm velien`âmiküm.)

    34-فَإِذَا جَاءَتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَىٰ

    (feiẕâ câeti-ṭṭâmmetü-lkübrâ.)

    35-يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ مَا سَعَىٰ

    (yevme yeteẕekkeru-l'insânü mâ se`â.)

    36-وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ

    (vebürrizeti-lceḥîmü limey yerâ.)

    37-فَأَمَّا مَن طَغَىٰ

    (feemmâ men ṭagâ.)

    38-وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا

    (veâŝera-lḥayâte-ddünyâ.)

    39-فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَىٰ

    (feinne-lceḥîme hiye-lme'vâ.)

    40-وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَىٰ

    (veemmâ men ḫâfe meḳâme rabbihî venehe-nnefse `ani-lhevâ.)

    41-فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَىٰ

    (feinne-lcennete hiye-lme'vâ.)

    42-يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا

    (yes'elûneke `ani-ssâ`ati eyyâne mürsâhâ.)

    43-فِيمَ أَنتَ مِن ذِكْرَاهَا

    (fîme ente min ẕikrâhâ.)

    44-إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَاهَا

    (ilâ rabbike müntehâhâ.)

    45-إِنَّمَا أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَاهَا

    (innemâ ente münẕiru mey yaḫşâhâ.)

    46-كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا

    (keennehüm yevme yeravnehâ lem yelbeŝû illâ `aşiyyeten ev ḍuḥâhâ.)

İçerik korumalıdır. Sağ tıklama işlevi devre dışı bırakıldı.