VEYSEL ATACAN

  • Resimler
  • Araştırmalar
  • Yazılar
  • Videolar

En-Nebe Suresi

  • Abdülbaki Gölpınarlı

    1-Neyi birbirlerine sorup dururlar?

    2-Pek ulu haberi.

    3-Öylesine haber ki onlar, bu hususta aykırılığa düşmüşlerdir.

    4-Hayır, bilirler yakında.

    5-Gene de hayır, bilirler yakında.

    6-Yeryüzünü, hazır bir yaygı olarak yaymadık mı?

    7-Ve dağları, çiviler gibi çaktık.

    8-Ve sizi, çiftçift yarattık.

    9-Ve uykunuzu, vakitli bir istirahat zamanı kıldık.

    10-Ve geceyi, her şeyi örten bir örtü yaptık.

    11-Ve gündüzü de geçim zamanı.

    12-Ve üstünüzde, yedi sağlam yapı kurduk.

    13-Ve yalımyalım yanan bir kandil yarattık.

    14-Ve sıkılan bulutlardan şarılşarıl sular akıttık.

    15-Akıttık da o sayede tohumları, otları.

    16-Ve birbirine sarmaşdolaş bahçeleri, bağları meydana getirdik.

    17-Şüphe yok ki ayırma gününün vakti de tayin edilmiştir.

    18-O gün Sur üfürülür de gelirsiniz bölükbölük.

    19-Ve gök açılmış, kapılar haline gelmiştir.

    20-ve dağlar yürütülmüş, seraba dönmüştür.

    21-Şüphe yok ki cehennem pusudadır.

    22-Azanlara dönüp varılacak son yerdir.

    23-Yıllar boyunca kalırlar orada.

    24-Ne bir serinlik tadarlar, ne içilecek bir şey.

    25-Ancak bir kaynar su, ancak bir kan ve irin.

    26-Bir cezadır ki tam uygun.

    27-Şüphe yok ki onlar, hiçbir soru ummazlardı.

    28-Ve delillerimizi boyuna yalanlarlardı.

    29-Ve biz her şeyi birbir sayıp yazdık.

    30-Artık tadın, ancak azabınızı arttırırız sizin.

    31-Şüphe yok ki çekinenlere bir kurtuluş, bir kutluluk ve murada eriş yeri var.

    32-Bahçeler, üzümler.

    33-Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar.

    34-Ve dopdolu kadeh.

    35-Ne boş bir söz duyarlar orada, ne birbirlerini yalanlama.

    36-Rabbinden, fazlasıyle bir lütuf ve ihsan.

    37-Göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin Rabbidir rahman, onun hitabına nail olmazlar.

    38-O gün, Ruh ve melekler, saf saf dururlar; konuşamazlar, ancak rahmanın izin verdiği konuşur ve gerçek söyler.

    39-Bugün, gerçektir, artık dileyen, dönüp Rabbinin tapısına varmaya bir vesile edinir.

    40-Şüphe yok ki biz sizi, yakın bir azapla korkutmadayız; o gün kişi, elleriyle hazırladığına bakar ve kafir de ne olurdu der, keşke toprak olaydım.

  • Ali Bulaç

    1-Birbirlerine hangi şeyi sorup duruyorlar?

    2-O büyük haberi mi?

    3-Ki kendileri hakkında anlaşmazlık içindedirler.

    4-Hayır; yakında bileceklerdir.

    5-Yine hayır; yakında bileceklerdir.

    6-Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?

    7-Dağları da birer kazık?

    8-Sizi çift çift yarattık.

    9-Uykunuzu bir dinlenme yaptık.

    10-Geceyi bir örtü yaptık.

    11-Gündüzü bir geçim-vakti kıldık.

    12-Sizin üstünüze sapasağlam yedi-gök bina ettik.

    13-Parıldadıkça parıldayan bir kandil (güneş) kıldık.

    14-Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan 'bardaktan boşanırcasına su' indirdik.

    15-Bununla taneler ve bitkiler bitirip-çıkaralım diye.

    16-Ve birbirine sarmaş-dolaş bahçeleri de.

    17-Şüphesiz o hüküm (fasl) günü, belirlenmiş bir vakittir.

    18-Sur'a üfürüleceği gün, artık siz dalga dalga geleceksiniz.

    19-O sırada gök açılmış ve kapı kapı olmuştur.

    20-Dağlar yürütülmüş, artık bir serab oluvermiştir.

    21-Gerçekten cehennem, bir gözetleme yeridir.

    22-Taşkınlık edip-azanlar için son bir varış yeridir.

    23-Bütün zamanlar boyunca içinde kalacaklardır.

    24-Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir içecek.

    25-Kaynar sudan ve irinden başka.

    26-(İşlediklerine) Uygun olan bir ceza olarak,

    27-Doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı.

    28-Bizim ayetlerimizi yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı.

    29-Oysa Biz, herşeyi yazıp saymışızdır.

    30-Şimdi tadın. Size artık azaptan başkasını arttırmayacağız;

    31-Gerçek şu ki, muttakiler için 'bir kurtuluş ve mutluluk' vardır.

    32-Nice bahçeler ve üzüm bağları.

    33-Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

    34-Dopdolu kadehler.

    35-İçinde, ne 'boş ve saçma bir söz' işitirler, ne bir yalan.

    36-Rabbinden bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağış(tır bu).

    37-Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi Rahman olan (Allah); O’na hitap etmeye güç yetiremezler.

    38-Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.

    39-İşte bu, hak gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüşyolu edinsin.

    40-Gerçekten Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. Kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine bakacağı gün, kafir olan da: "Ah, keşke ben bir toprak oluverseydim" diyecek.

  • Diyanet İşleri Başkanlığı

    1-Neyi soruşturuyorlar?

    2-Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri, büyük bir olay olan tekrar dirilme haberini mi?

    3-Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri, büyük bir olay olan tekrar dirilme haberini mi?

    4-Hayır; şüphesiz görüp bileceklerdir.

    5-Yine hayır; elbette görüp bileceklerdir.

    6-Biz yeryüzünü bir beşik, dağları da onun için birer direk kılmadık mı?

    7-Biz yeryüzünü bir beşik, dağları da onun için birer direk kılmadık mı?

    8-Sizi çift çift yarattık;

    9-Uykunuzu dinlenme vakti kıldık;

    10-Geceyi bir örtü yaptık;

    11-Gündüzü geçimi sağlama vakti kıldık;

    12-Üstünüze yedi kat sağlam gök bina ettik;

    13-Parlak ışık veren güneşi varettik;

    14-Taneler, bitkiler, ağaçları sarmaş dolaş bahçeler yetiştirmek için, yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur yağdırdık.

    15-Taneler, bitkiler, ağaçları sarmaş dolaş bahçeler yetiştirmek için, yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur yağdırdık.

    16-Taneler, bitkiler, ağaçları sarmaş dolaş bahçeler yetiştirmek için, yoğunlaşmış bulutlardan bol yağmur yağdırdık.

    17-Doğrusu, hüküm gününün vakti elbette tesbit edilmiştir.

    18-Sura üfürüldüğü gün hepiniz bölük bölük gelirsiniz.

    19-Gökler kapı kapı açılacaktır.

    20-Dağlar yürütülüp serap olacaktır.

    21-Cehennem, yalnız azgınları bekleyen yerdir. Dönecekleri yer orasıdır.

    22-Cehennem, yalnız azgınları bekleyen yerdir. Dönecekleri yer orasıdır.

    23-Orada çağlar boyunca (nice devirler) kalacaklardır.

    24-Orada ne serinlik ne de içilecek bir şey tatmazlar; sadece kaynar su ve irin....

    25-Orada ne serinlik ne de içilecek bir şey tatmazlar; sadece kaynar su ve irin....

    26-Orada ne serinlik ne de içilecek bir şey tatmazlar; sadece kaynar su ve irin....

    27-Çünkü onlar, hesaba çekileceklerini sanmazlardı.

    28-Ayetlerimizi hep yalan sayıp dururlardı.

    29-Biz de herşeyi yazıp saymışızdır.

    30-Şöyle deriz: "Artık tadınız, bundan böyle size azabdan başka bir şey artırmayız."

    31-Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır.

    32-Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır.

    33-Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır.

    34-Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır.

    35-Orada boş ve yalan söz işitmezler.

    36-Bunlar Rabbinin katından, hesabları karşılığı verilenlerdir.

    37-O, göklerin, yerin ve ikisi arasında olanların Rabbidir. O, önünde kimsenin konuşmayacağı Rahman olan Allah'tır.

    38-Cebrail ve meleklerin dizi dizi durdukları gün, Rahman olan Allah'ın izni olmadan kimse konuşamayacaktır. Konuştuğu zaman da doğruyu söyleyecektir.

    39-İşte gerçek gün budur. Dileyen kimse, Rabbine götürecek bir yol benimser.

    40-Sizi, yakın gelecekteki bir azabla uyardık; o gün kişi elleriyle sunduğuna bakar ve inkarcı da: "Keşke toprak olaydım" der.

  • Diyanet Vakfı

    1-Birbirlerine neyi soruyorlar?

    2-O büyük haberden mi?

    3-(İnanıp inanmamakta) ayrılığa düşmektedirler.

    4-Hayır! Anlayacaklar!

    5-Yine hayır! Onlar anlayacaklar!

    6-Biz yeryüzünü bir döşek, yapmadık mı?

    7-Dağları da birer kazık.

    8-Sizi çifter çifter yarattık.

    9-Uykunuzu bir dinlenme kıldık.

    10-Geceyi bir örtü yaptık.

    11-Gündüzü de çalışıp kazanma zamanı kıldık.

    12-Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.

    13-(Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık.

    14-Sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.

    15-Size tohumlar, bitkiler, yetiştirmek için

    16-Ve ağaçları(birbirine) sarmaş dolaş bahçeler.

    17-Şüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmiştir.

    18-Sur'a üflendiği gün, bölük bölük Allah'a gelirsiniz.

    19-Gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur;

    20-Dağlar yürütülür, serap haline gelir.

    21-Şüphesiz, cehennem pusuda beklemektedir.

    22-Azgınların barınacağı yerdir (cehennem).

    23-(Azgınlar) orada çağlar boyu kalacaklar,

    24-Orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar,

    25-Kaynar su ve irin (tadarlar).

    26-Ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak.

    27-Çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı.

    28-Bizim ayetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı.

    29-Biz ise her şeyi bir kitapta sayıp yazmışızdır.

    30-Tadın! Bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız.

    31-Şüphesiz takva sahipleri için de başarı ödülü vardır.

    32-Bahçeler, bağlar,

    33-Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,

    34-Ve içki dolu kase(ler).

    35-Onlar orada ne boş bir lakırdı ne de yalan işitirler.

    36-Bunlar Rabbinin yeterli bir bağışı, mükafatıdır.

    37-O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O, rahmandır. O gün insanlar O'na karşı konuşmaya yetkili değillerdir.

    38-Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahman'ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler.

    39-İşte o, kesin olarak gelecek gündür. O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun.

    40-Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkarcı kişi: "Keşke toprak olsaydım!" diyecektir.

  • Edip Yüksel

    1-Neyi birbirlerine sorup duruyorlar?

    2-Büyük haberi mı?

    3-Ki onlar onda anlaşmazlık halindedirler.

    4-Hayır, öğreneceklerdir.

    5-Hayır, kesinlikle öğreneceklerdir.

    6-Yapmadık mı yeryüzünü bir beşik,

    7-Dağları da birer kazık?

    8-Sizi çiftler halinde yarattık.

    9-Uykunuzu bir dinlenme yaptık.

    10-Geceyi bir örtü yaptık.

    11-Gündüzü de geçimi sağlama zamanı olarak belirledik.

    12-Ve üstünüze yedi sağlam (göğü) kurduk.

    13-Parlayan bir lamba yerleştirdik.

    14-Bulutlardan ise şarıl şarıl yağmur indirdik.

    15-Ki onunla taneler ve bitkiler.

    16-Ve çeşit çeşit bahçeler çıkaralım.

    17-Yargılama Günü, belirlenmiş bir vakittedir.

    18-Sur'a üfürüldüğü gün, hepiniz bölük bölük gelirsiniz.

    19-Gök açılmış; kapı kapı olmuştur.

    20-Dağlar yürütülmüş; serap olmuştur.

    21-Cehennem ise gözetlemekte:

    22-Azgınlar için bir varış yeri olarak...

    23-Orada çağlar boyu kalacaklardır.

    24-Orada bir serinlik ve bir içecek bulamazlar;

    25-Ancak kaynar su ve acı bir yiyecek hariç.

    26-Yaptıklarına uygun bir karşılık olarak.

    27-Onlar bir hesap ummuyorlardı.

    28-Ve ayetlerimizi, mucizelerimizi yalanladılar.

    29-Halbuki biz herşeyi sayıp yazmıştık.

    30-Öyleyse tadın, sizin sadece cezanızı arttıracağız.

    31-Erdemliler için kurtuluş vardır.

    32-Bağlar, bahçeler...

    33-Genç ve yaşıt eşler...

    34-Dolu kadehler...

    35-Orada ne bir boş söz ne de bir yalan işitmezler.

    36-Rabbinden bir karşılık; hesaplanmış bir armağandır.

    37-Göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir, Rahman'dır. Hiç bir davada O'na hitap edemezler.

    38-Gün gelecek Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahman'ın izin verdikleri hariç hiç kimse konuşamaz. Onlar da doğruyu söylerler.

    39-İşte gerçek gün budur. Dileyen, Rabbine doğru yol tutsun.

    40-Biz, sizi yakın bir azap ile uyarmış bulunuyoruz. O gün kişi yapmış olduklarına bakar ve inkarcı ise, "Keşke toprak olsaydım!" der.

  • Elmalılı Hamdi Yazır

    1-Birbirlerine neyi soruyorlar?

    2-O büyük haberden (kıyametten) mi?

    3-Ki onlar onda ayrılığa düşmektedirler.

    4-Hayır, ilerde bilecekler.

    5-Hayır hayır, ilerde bilecekler.

    6-Biz yeryüzünü bir beşik yapmadık mı?

    7-Dağları da birer kazık kılmadık mı?

    8-Sizleri çift çift yarattık.

    9-Uykunuzu bir dinlenme yaptık.

    10-Geceyi bir örtü yaptık.

    11-Gündüzü de bir geçim zamanı yaptık.

    12-Üstünüze yedi sağlam bina (gök) çattık.

    13-İçlerine ışık saçan bir kandil astık.

    14-Yoğunlaşmış bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik.

    15-Onunla taneler ve otlar çıkaralım diye.

    16-Ve sarmaş dolaş bağlar bahçeler (çıkaralım diye).

    17-Kuşkusuz o hüküm günü kararlaştırılmış bir vakit olmuştur.

    18-O gün Sûr'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz.

    19-Gök de açılmış, kapı kapı olmuştur.

    20-Dağlar yürütülmüş, serap olmuştur.

    21-Kuşkusuz Cehennem gözetleme yeri olmuştur.

    22-Azgınlar için son varılacak yer olmuştur.

    23-Orada çağlarca kalacaklardır.

    24-Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de içecek bir şey.

    25-Ancak bir kaynar su ve irin (içecekler).

    26-Bir ceza ki tam yaptıklarına uygun.

    27-Çünkü onlar hiçbir hesap ummazlardı.

    28-Âyetlerimizi yalanlaya yalanlaya tam bir yalancı olmuşlardı.

    29-Biz ise herşeyi sayıp bir kitaba geçirmişiz.

    30-(Onlara): "Şimdi tadın (cezanızı). Artık size azabınızı artırmaktan başka bir şey yapmayacağız" (denir).

    31-Kuşkusuz takva sahipleri için bir kurtuluş var.

    32-Bahçeler var, bağlar var.

    33-Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var.

    34-Dopdolu kadehler var.

    35-Orada ne boş bir söz işitirler, ne de bir yalan.

    36-(Bunlar) Rabbinden yeterli bir bağış olarak (verilir).

    37-O, göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Rahmân'dır. Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz.

    38-O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler.

    39-İşte bu hak gündür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.

    40-Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım."

  • Suat Yıldırım

    1-Onlar birbirine neyi sorup duruyorlar?

    2-Hakkında ihtilafa düştükleri o mühim haberi mi?

    3-Hakkında ihtilafa düştükleri o mühim haberi mi?

    4-Hayır! (İhtilafa ne hacet,) yakında anlayacaklar!

    5-Elbette ve elbette yakında gerçeği öğrenecekler!

    6-Biz yeri bir döşek yapmadık mı?

    7-Dağları da arzı tutan birer destek yapmadık mı?

    8-Hem, sizi çift yarattık. [30,21]

    9-Uykunuzu dinlenme yaptık.

    10-Geceyi bir örtü, gündüzü geçiminiz için çalışma zamanı kıldık.

    11-Geceyi bir örtü, gündüzü geçiminiz için çalışma zamanı kıldık.

    12-Üstünüzde yedi sağlam gök bina ettik.

    13-Orada pırıl pırıl yanan bir lamba koyduk.

    14-Size hububat, tohumlar, bitkiler ve ağaçları birbirine sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye, sıkışıp yoğunlaşmış bulutlardan bol bol yağmur indirdik.

    15-Size hububat, tohumlar, bitkiler ve ağaçları birbirine sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye, sıkışıp yoğunlaşmış bulutlardan bol bol yağmur indirdik.

    16-Size hububat, tohumlar, bitkiler ve ağaçları birbirine sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye, sıkışıp yoğunlaşmış bulutlardan bol bol yağmur indirdik.

    17-(İmdi bunları anladıysanız, hakkında ihtilaf ettiğiniz o mahşer dirilişini de anlarsınız. İşte bunları kim yapmışsa, ölüleri de O diriltecektir.) Evet, o “karar günü,” vakti kesin olarak belirlenmiş bir gündür.

    18-O gün sûra üfürülür, siz de bölük bölük gelirsiniz.

    19-Gökler kapı kapı açılır (her tarafı kapı haline gelen gökten melâike orduları birden indirme yapar).

    20-Dağlar yürütülür, serab olur gider, her taraf dümdüz olur. [27,88; 101,5; 20,105-107; 18,47]

    21-Cehennem pusuda... her an eline düşecek avlarını gözlemektedir.

    22-Azgınların dönüp dolaşıp varacakları yuvalarıdır.

    23-Devirler boyunca orada kalacaklardır.

    24-Orada ne bir serinlik, ne bir içecek tadarlar.

    25-İçecek olarak sadece kaynar su ile irin bulurlar.

    26-Bu, yaptıklarının tam karşılığıdır.

    27-Çünkü onlar bu hesap gününe inanmıyor (onu hesaba almıyorlardı).

    28-İşleri güçleri ayetlerimizi yalan saymaktı.

    29-Biz de (her şeyi kaydettiğimiz gibi), onların yaptıklarını da tek tek tesbit ettik.

    30-Onun için onlara şöyle diyeceğiz: Yaptığınız kötülüklerin meyvelerini tadın!Artık Bizden sizin azabınızı artırmaktan başka bir şey beklemeyin.

    31-Ama Allah'ı sayıp günahlıklardan sakınanlar, başarı ve mutluluğa ererler.

    32-Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var. [38,52; 56,37]

    33-Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var. [38,52; 56,37]

    34-Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var. [38,52; 56,37]

    35-Orada boş sözler, yalanlar işitmezler.

    36-İşte bu da Rabbinden mükâfat, yeter mi yeter!

    37-Göklerin, yerin ve bunların arasındaki varlıkların Rabbinden, O Rahman'dan bir mükâfattır.O’nun huzurunda ağzını açacak, söz söyleyecek hiç kimse yoktur. [2,255; 11,105]

    38-O gün Rûh ve melekler saf saf sıralanır. Rahman'ın izin verdiklerinin dışında, asla konuşmazlar. Konuşan da yerli yerinde söz söyler.

    39-İşte bu, gerçekliği kesin olan gündür. Artık dileyen, Rabbine varan yolu tutar, O'na sığınır.

    40-Biz, gelmesi yaklaşmış bir azabı bildirerek sizi uyarıyoruz. O gün gelecek,ve her şahıs önünde, yalnız yapıp ettiklerini bulup bakacak ve kâfir: “Ah ne olurdu, keşke toprak olaydım!” diyecek. [18,49; 75,13]

  • Süleyman Ateş

    1-Birbirlerine hangi şeyden soruyorlar?

    2-O büyük haberden mi?

    3-Ki onlar onda ayrılığa düşmektedirler.

    4-Hayır (dedikleri gibi değil), yakında bilecekler.

    5-Sonra hayır (dedikleri gibi değil), yakında bilecekler.

    6-Yapmadık mı biz, Arzı bir beşik,

    7-Dağları birer kazık?

    8-Ve sizi çift çift yarattık.

    9-Uykunuzu dinlenme yaptık.

    10-Geceyi (sizi sarıp örten) bir giysi yaptık.

    11-Gündüzü de geçim zamanı yaptık.

    12-Üstünüzde yedi sağlam (gök) bina ettik.

    13-Ve (orada) parıl parıl parlayan bir lamba yarattık.

    14-Sıkışan(bulut)lardan şarıl şarıl su indirdik,

    15-Ki onunla çıkaralım: Dane(ler), bitki(ler),

    16-Ve (ağaçları) birbirine sarmaş dolaş bahçeler.

    17-Muhakkak ki (haklının, haksızın ayırdedileceği) hüküm günü, belirlenmiş bir vakittir.

    18-O gün Sur'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz.

    19-Gök açılmış, kapı kapı olmuştur.

    20-Dağlar yürütülmüş, bir serab olmuştur.

    21-Cehennem de gözetleme yeri olmuş(suçluları gözetleyip durmakta)dır.

    22-Azgınların varacağı yerdir.

    23-Orada çağlar boyu kalacalardır.

    24-Orada ne bir serinlik, ne de içilecek bir şey tadarlar,

    25-Yalnız kaynar su ve irin (içerler);

    26-Yaptıklarına uygun bir ceza olarak.

    27-Çünkü onlar bir hesap (görüleceğini) ummuyorlardı.

    28-Ayetlerimizi de tamamen yalanlamışlardı.

    29-Biz de her şeyi sayıp yazmıştık.

    30-Şimdi tadın (yaptıklarınızın tadını), artık size azabdan başka bir şey artırmayacağız! So taste (of that which ye have earned). No increase do We give you save of torment.

    31-Korunanlar için de başarı ödülü vardır.

    32-Bahçeler, bağlar,

    33-Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.

    34-Ve dolu kadeh(ler).

    35-Orada ne boş söz ne de yalan işitirler;

    36-Rabbinden bir karşılık, yeterli bir bağış olarak.

    37-Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi, çok merhametli (Rab). O'nun (izni olmadan) huzurunda konuşamazlar.

    38-O gün Ruh ve melekler, sıra sıra dururlar. Ancak Rahman'ın izin verdiği konuşabilir, o da doğruyu söyler.

    39-İşte bu, hak günüdür. Artık dileyen, Rabbine varan bir yol tutar.

    40-Biz sizi yakın bir azab ile uyardık. O gün kişi, ellerinin (yapıp) öne sürdüğü işlere bakar ve kafir: "Keşke ben, toprak olsaydım!" der.

  • Yaşar Nuri Öztürk

    1-Hangi şeyden sorup duruyorlar birbirlerine?

    2-O büyük haberden mi?

    3-Ki onda tartışma içindedirler.

    4-Hayır, sandıkları gibi değil! Yakında bilecekler.

    5-Hayır, hayır! Düşündükleri gibi değil, yakında bilecekler.

    6-Biz bu yeryüzünü bir beşik yapmadık mı?

    7-Dağları birer kazık yapmadık mı?

    8-Sizleri çiftler olarak yarattık.

    9-Sizin uykunuzu bir dinlenme/bir rahatlama/bir tür ölüm yaptık.

    10-Geceyi bir giysi yaptık.

    11-Gündüzü, geçim için çalışma zamanı yaptık.

    12-Üstünüzde yedi sağlam/aşınmaz kurduk.

    13-Bir de parıl parıl parlayan kandil yerleştirdik.

    14-Sıkarak su çıkaranlardan şarıl şarıl bir su indirdik,

    15-Ki çıkaralım onlardan dâneler ve otlar;

    16-Ve içiçe girmiş bağlar-bahçeler.

    17-Hiç kuşkusuz, o ayırma ve hüküm günü kesin olarak belirlenmiştir.

    18-Sûra üfürüldüğü gün, bölükler halinde geleceksiniz.

    19-Gök açılmış, kapı kapı oluvermiştir.

    20-Dağlar yürütülmüş, bir serap oluvermiştir.

    21-Cehennem, bir gözetleme yeri olmuştur.

    22-Azgınlar için bir barınak.

    23-Devirlerce kalacaklardır içinde.

    24-Ne bir serinlik tadacaklar ne de bir içecek.

    25-Sadece kaynar su, atık su,

    26-Çok uygun bir karşılık olarak.

    27-Doğrusu onlar böyle bir hesap ummuyorlardı.

    28-Ayetlerimizi pervasızca yalanlamışlardı.

    29-Oysaki biz, her şeyi iyiden iyiye sayıp kitaplaştırmıştık.

    30-"Hadi, tadıverin! Size azaptan başka bir şey asla artırmayacağız."

    31-Takva sahipleri için bir kurtuluş ve bir zafer vardır.

    32-Sulak bahçeler, bağlar, üzümler,

    33-Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar,

    34-Dopdolu kadehler vardır.

    35-Orada ne bir boş söz duyarlar ne de bir yalan.

    36-Rabbinden bir ödül, tam kıvamında bir bağış.

    37-Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir O! Rahman'dır. O'nun huzurunda söze cüret edemezler.

    38-O gün, Rûh ve melekler saf bağlayıp kıyama geçerler. Rahman'ın izin verdiği dışındakiler konuşamazlar. O izin verilen, doğruyu söyler.

    39-İşte budur hak olan gün! Artık dileyen, Rabbine varacak bir yol tutsun!

    40-Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Bir gündedir ki o, kişi kendi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve küfre sapan şöyle der: "Keşke toprak olsaydım!"

  • ARAPÇA

    1-بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ عَمَّ يَتَسَاءَلُونَ

    (`amme yetesâelûn.)

    2-عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ

    (`ani-nnebei-l`ażîm.)

    3-الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ

    (elleẕî hüm fîhi muḫtelifûn.)

    4-كَلَّا سَيَعْلَمُونَ

    (kellâ seya`lemûn.)

    5-ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ

    (ŝümme kellâ seya`lemûn.)

    6-أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا

    (elem nec`ali-l'arḍa mihâdâ.)

    7-وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا

    (velcibâle evtâdâ.)

    8-وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا

    (veḫalaḳnâküm ezvâcâ.)

    9-وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا

    (vece`alnâ nevmeküm sübâtâ.)

    10-وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا

    (vece`alne-lleyle libâsâ.)

    11-وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا

    (vece`alne-nnehâra me`âşâ.)

    12-وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا

    (vebeneynâ fevḳaküm seb`an şidâdâ.)

    13-وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا

    (vece`alnâ sirâcev vehhâcâ.)

    14-وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا

    (veenzelnâ mine-lmü`ṣirâti mâen ŝeccâcâ.)

    15-لِّنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا

    (linuḫrice bihî ḥabbev venebâtâ.)

    16-وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا

    (vecennâtin elfâfâ.)

    17-إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا

    (inne yevme-lfaṣli kâne mîḳâtâ.)

    18-يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا

    (yevme yünfeḫu fi-ṣṣûri fete'tûne efvâcâ.)

    19-وَفُتِحَتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ أَبْوَابًا

    (vefütiḥati-ssemâü fekânet ebvâbâ.)

    20-وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا

    (vesüyyirati-lcibâlü fekânet serâbâ.)

    21-إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا

    (inne cehenneme kânet mirṣâdâ.)

    22-لِّلطَّاغِينَ مَآبًا

    (liṭṭâgîne meâbâ.)

    23-لَّابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا

    (lâbiŝîne fîhâ aḥḳâbâ.)

    24-لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا

    (lâ yeẕûḳûne fîhâ berdev velâ şerâbâ.)

    25-إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا

    (illâ ḥamîmev vegassâḳâ.)

    26-جَزَاءً وِفَاقًا

    (cezâev vifâḳâ.)

    27-إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا

    (innehüm kânû lâ yercûne ḥisâbâ.)

    28-وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا

    (vekeẕẕebû biâyâtinâ kiẕẕâbâ.)

    29-وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا

    (vekülle şey'in aḥṣaynâhü kitâbâ.)

    30-فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا

    (feẕûḳû felen nezîdeküm illâ `aẕâbâ.)

    31-إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا

    (inne lilmütteḳîne mefâzâ.)

    32-حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا

    (ḥadâiḳa vea`nâbâ.)

    33-وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا

    (vekevâ`ibe etrâbâ.)

    34-وَكَأْسًا دِهَاقًا

    (veke'sen dihâḳâ.)

    35-لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا

    (lâ yesme`ûne fîhâ lagvev velâ kiẕẕâbâ.)

    36-جَزَاءً مِّن رَّبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا

    (cezâem mir rabbike `aṭâen ḥisâbâ.)

    37-رَّبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرَّحْمَـٰنِ ۖ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا

    (rabbi-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehüme-rraḥmâni lâ yemlikûne minhü ḫiṭâbâ.)

    38-يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا ۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَـٰنُ وَقَالَ صَوَابًا

    (yevme yeḳûmü-rrûḥu velmelâiketü ṣaffâ. lâ yetekellemûne illâ men eẕine lehü-rraḥmânü veḳâle ṣavâbâ.)

    39-ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ ۖ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ مَآبًا

    (ẕâlike-lyevmü-lḥaḳḳ. femen şâe-tteḫaẕe ilâ rabbihî meâbâ.)

    40-إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا

    (innâ enẕernâküm `aẕâben ḳarîbâ. yevme yenżuru-lmerü mâ ḳaddemet yedâhü veyeḳûlü-lkâfiru yâ leytenî küntü türâbâ.)

İçerik korumalıdır. Sağ tıklama işlevi devre dışı bırakıldı.