VEYSEL ATACAN

  • Resimler
  • Araştırmalar
  • Yazılar
  • Videolar

El-Kiyame Suresi

  • Abdülbaki Gölpınarlı

    1-Andolsun kıyamet gününe.

    2-Ve andolsun kendini kınayıp duran nefse.

    3-Sanıyor mu insan, kemiklerini hiç mi toplayamayız?

    4-Evet, değil kemiklerini, parmak uçlarını bile düzüp koşmaya gücümüz yeter.

    5-Hayır, insan, ilerde olanı yalanlamak ister.

    6-Ve kıyamet günü ne vakit diye sorar.

    7-Ve şaşırıp gözler dikilince.

    8-Ve ay tutulunca.

    9-Ve güneşle ay birleştirilince.

    10-İnsan der ki o gün, nerede kaçacak yer?

    11-Hayır, yok kaçacak, sığınacak yer.

    12-O gün Rabbinin katındadır karar edilecek yer.

    13-O gün önce yaptığı da haber verilir insana, sonra yaptığı da.

    14-Hayır, insanın azası, aleyhine tanıklık eder.

    15-Özürlerini ortaya dökse de.

    16-Vahyi, acele edip okumak için dilini oynatıp durma.

    17-Şüphe yok ki onu toplayıp unutturmamak da bize düşer, okumak ve tertib etmek de.

    18-Onu okuduk mu, uy okuyuşuna.

    19-Onu anlatıp bildirmek de şüphesiz, bize düşer.

    20-Hayır, siz geçip gideni seversiniz.

    21-Ve ahireti bırakırsınız.

    22-O gün yüzler parlar, güzelleşir.

    23-Ve Rablerine bakar.

    24-Ve yüzler, asılır, kararır.

    25-Bellerini kıracak bir felaketi bekler.

    26-Hayır; can, köprücük kemiklerine gelince.

    27-Ve bir okuyup üfleyen yok mu denince.

    28-Ve şüphe yok ki bu çağın, bir ayrılık çağı olduğunu anlayınca.

    29-Ve baldır, baldıra dolaşınca.

    30-O gün, Rabbinin tapısına götürülür.

    31-O, ne birşeyi vermiştir sadaka olarak, ne namaz kılmıştır.

    32-Ve fakat yalanlamıştır, yüz çevirmiştir.

    33-Sonra da salınasalına yakınlarının yanına gitmiştir.

    34-Kötülük sana gerek, gene de kötülük sana.

    35-Sonra da kötülük sana gerek de gene kötülük sana.

    36-Yoksa insan, sanır mı ki kendi keyfine bırakılır?

    37-Erlik suyundan dökülen bir katre değil miydi?

    38-Sonra bir kan pıhtısı oldu da onu yarattı, azasını düzüp koştu.

    39-Derken ondan da erkek, dişi, çiftler yarattı.

    40-Bunları yapanın, ölüyü diriltmeye gücü mü yetmez?

  • Ali Bulaç

    1-Hayır, kalkış (kıyamet) gününe and ederim.

    2-Ve yine hayır; kendini kınayıp duran nefse de and ederim.

    3-İnsan, onun kemiklerini Bizim kesin olarak biraraya getirmeyeceğimizi mi sanıyor?

    4-Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz.

    5-Ancak insan, önündeki (sonsuz geleceği)ni de 'fücurla sürdürmek ister.'

    6-"Kıyamet günü ne zamanmış" diye sorar.

    7-Ama göz 'kamaşıp da kaydığı,'

    8-Ay karardığı,

    9-Güneş ve ay birleştirildiği zaman;

    10-İnsan o gün: "Kaçış nereye?" der.

    11-Hayır, sığınacak herhangi bir yer yok.

    12-O gün, 'sonunda varılıp karar kılınacak yer (müstakar)' yalnızca Rabbinin katıdır.

    13-İnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir.

    14-Hayır; insan, kendi nefsine karşı bir basirettir.

    15-Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile.

    16-Onu (Kur'an'ı, kavrayıp belletmek için) aceleye kapılıp dilini onunla hareket ettirip-durma.

    17-Şüphesiz, onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak Bize ait (bir iş)tir.

    18-Şu halde, Biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.

    19-Sonra muhakkak onu açıklamak Bize ait (bir iş)tir.

    20-Hayır; siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz.

    21-Ve ahireti terk edip-bırakıyorsunuz.

    22-O gün yüzler ışıl ışıl parlar.

    23-Rablerine bakıp-durur.

    24-O gün, öyle yüzler vardır ki kararmış-ekşimiştir.

    25-Kendisine, beli büken işlerin yapılacağını anlamaktadır.

    26-Hayır; can, köprücük kemiğine gelip dayandığı zaman,

    27-"Son müdahaleyi yapacak kim" denir.

    28-Artık gerçekten, kendisi de bir ayrılık olduğunu anlamıştır.

    29-(Ölüm korkusundan) Ayaklar birbirine dolaştığında;

    30-O gün sevk, yalnızca Rabbinedir.

    31-Fakat o, ne doğrulamış ne de namaz kılmıştı.

    32-Ancak o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.

    33-Sonra çalım satarak yakınlarına gitmişti.

    34-Sen buna müstahaksın, dahasına müstahaksın.

    35-Yine müstahaksın, dahasına da müstahaksın.

    36-İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor?

    37-Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi?

    38-Sonra bir alak (embriyo) oldu, derken (Allah, onu) yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.'

    39-Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere çift kıldı.

    40-(Öyleyse Allah,) Ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?

  • Diyanet İşleri Başkanlığı

    1-Kıyamet gününe yemin ederim.

    2-Ve nedamet çeken nefse yemin ederim.

    3-İnsan, kemiklerini bir araya toplayamayız mı sanıyor?

    4-Evet, Biz onu, parmak uçlarına varıncaya kadar bütün incelikleriyle yeniden yapmaya kadiriz.

    5-Ama, insanoğlu gelecekte de suç işlemek ister de: "Kıyamet günü ne zamanmış! " der.

    6-Ama, insanoğlu gelecekte de suç işlemek ister de: "Kıyamet günü ne zamanmış! " der.

    7-Gözün kamaştığı, ayın tutulduğu, güneş ve ayın bir araya getirildiği zaman, işte o gün insan: "kaçacak yer nerede?" der.

    8-Gözün kamaştığı, ayın tutulduğu, güneş ve ayın bir araya getirildiği zaman, işte o gün insan: "kaçacak yer nerede?" der.

    9-Gözün kamaştığı, ayın tutulduğu, güneş ve ayın bir araya getirildiği zaman, işte o gün insan: "kaçacak yer nerede?" der.

    10-Gözün kamaştığı, ayın tutulduğu, güneş ve ayın bir araya getirildiği zaman, işte o gün insan: "kaçacak yer nerede?" der.

    11-Hayır; hayır; bir sığınak yoktur.

    12-O gün, sen, Rabbinin huzuruna varıp durursun.

    13-O gün, insanoğluna önde ve sonda yaptığı ne varsa bildirilir.

    14-Özürlerini sayıp dökse de, insanoğlu, artık kendi kendinin şahididir.

    15-Özürlerini sayıp dökse de, insanoğlu, artık kendi kendinin şahididir.

    16-Cebrail sana Kuran okurken, unutmamak için acele edip onunla beraber söyleme, yalnız dinle.

    17-Doğrusu o vahyolunanı kalbine yerleştirmek ve onu sana okutturmak Bize düşer.

    18-Biz onu Cebrail'e okuttuğumuz zaman, onun okumasını dinle.

    19-Sonra onu sana açıklamak Bize düşer.

    20-Hayır, hayır! Sizler, çabuk elde edeceğiniz dünya nimetlerini seversiniz.

    21-Ahireti bırakırsınız.

    22-O gün bir takım yüzler Rablerine bakıp parlayacaktır.

    23-O gün bir takım yüzler Rablerine bakıp parlayacaktır.

    24-O gün bir takım yüzler de asıktır.

    25-Kendisinin belkemiğinin kırılacağını sanır.

    26-Dikkat edin; can boğaza gelip köprücük kemiklerine dayandığı zaman: "Çare bulan yok mudur?" denir.

    27-Dikkat edin; can boğaza gelip köprücük kemiklerine dayandığı zaman: "Çare bulan yok mudur?" denir.

    28-Artık ayrılık vaktinin geldiğini sanır.

    29-Bacaklar birbirine dolaşır.

    30-O gün sevk Rabbin huzurunadır.

    31-O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti.

    32-O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti.

    33-O, Peygamberi doğrulamamış, namaz kılmamış, ama yalanlayıp yüz çevirmiş, sonra da salına salına kendinden yana olanlara gitmişti.

    34-Sana yazıklar olsun, yazıklar!

    35-Daha ne olsun, sana yazıklar olsun, yazıklar!

    36-İnsanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?

    37-O, katılan bir meni damlası değil miydi?

    38-Sonra kan pıhtısı olmuş, sonra Allah onu yaratıp şekil vermişti.

    39-Ondan, erkek, dişi iki cins yaratmıştı.

    40-Bunları yapan Allah'ın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi? Elbette yeter.

  • Diyanet Vakfı

    1-Kıyamet gününe yemin ederim.

    2-Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz).

    3-İnsan, kendisinin kemiklerini biraraya toplayamayacağımızı mı sanır?

    4-Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.

    5-Fakat insan önündekini (kıyameti) yalanlamak ister.

    6-"Kıyamet günü ne zamanmış?" diye sorar.

    7-İşte, göz kamaştığı,

    8-Ay tutulduğu,

    9-Güneşle ay biraraya getirildiği zaman!

    10-O gün insan, "Kaçacak yer neresi!" diyecektir.

    11-Hayır, hayır! (Kaçıp) sığınacak yer yoktur!

    12-O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.

    13-O gün insana, ileri götürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.

    14-Artık insan, kendi kendinin şahididir.

    15-İsterse özürlerini sayıp döksün.

    16-(Resulüm!) onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.

    17-Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir.

    18-O halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.

    19-Sonra şüphen olmasınki, onu açıklamak da bize aittir.

    20-Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatını ve nimetlerini) seviyorsunuz da,

    21-Ahireti bırakıyorsunuz.

    22-Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır.

    23-Rablerine bakacaklardır (O'nu göreceklerdir).

    24-Yüzler de vardır ki, o gün buruşacaktır;

    25-Kendilerinin, bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacağını sezeceklerdir.

    26-Artık gözünüzü açın! Ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır,

    27-"Tedavi edebilecek kimdir?" denir.

    28-(Can çekişen) bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlar.

    29-Ve bacak bacağa dolaşır.

    30-İşte o gün sevkedilecek yer, sadece Rabbinin huzurudur.

    31-İşte o, (Peygamber'in getirdiğini) doğru kabul etmemiş, namaz da kılmamıştı.

    32-Aksine yalan saymış ve yüz çevirmişti.

    33-Sonra da çalım sata sata yürüyerek kendi ehline (taraftarlarına) gitmişti.

    34-Layıktır (o azap) sana, layık!

    35-Evet, layıktır sana (o azap) layık!

    36-İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır!

    37-O, (döl yatağına) akıtılan meninin içinden bir nutfe (sperm) değil miydi?

    38-Sonra bu, alaka (aşılanmış yumurta) olmuş, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirmişti.

    39-Ondan da iki eşi, yani erkek ve dişiyi var etmişti.

    40-Peki (bunları yapan) Allah'ın, ölüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez mi?

  • Edip Yüksel

    1-Diriliş Gününe and içerim.

    2-Sürekli özeleştiride bulunan kişiye and içerim.

    3-İnsan, kemiklerini bir araya toplayamayız mı sanıyor?

    4-Evet; parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter.

    5-Doğrusu, insan her şeyin önüne sergilenmesini ister.

    6-"Diriliş Günü ne zaman?" diye sorar.

    7-Gözün kamaştığı,

    8-Ayın tutulduğu,

    9-Ve güneş ile ay bir araya toplandığı zaman,

    10-O gün insanoğlu, "Kaçacak yer nerede?" der.

    11-Hayır, bir sığınak yok.

    12-O gün son durak Rabb'inin huzurudur.

    13-O gün insana, yapıp yapmadığı herşey haber verilir.

    14-Doğrusu, insan kendi kendisine tanıktır.

    15-Birtakım özürler ortaya atsa da...

    16-Onu aceleye getirip dilini oynatma.

    17-Onu toplamak da okutmak da bize düşer.

    18-Biz onu okuduğumuz zaman, onun okunuşunu izle.

    19-Sonra, onu açıklamak da bizim görevimizdir.

    20-Ne var ki, siz geçici (dünyayı) seviyorsunuz.

    21-Ahireti ise önemsemiyorsunuz.

    22-O gün bazı yüzler parlar.

    23-Rabb'ine bakar.

    24-O gün bazı yüzler de var ki asıktır.

    25-Belkemiğinin kırılacağının endişesi içindedir.

    26-Doğrusu, (nefis) boğaza dayandığı,

    27-Ve, "Çare bulan var mı?" dendiği zaman.

    28-Bunun artık o ayrılık zamanı olduğunu anlar.

    29-Bacakları birbirine dolaşmıştır.

    30-O gün sevk Rabbine doğrudur.

    31-O ne doğruladı, ne de destekledi;

    32-Fakat yalanladı ve yüz çevirdi.

    33-Sonra çalım satarak ailesine gitti.

    34-Sen bunu haketmişsin.

    35-Gerçekten sen bunu haketmiş bulunuyorsun.

    36-İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanıyor?

    37-Dökülen meniden bir sperm değil miydi?

    38-Ve bir embriyoya dönüştükten sonra O yaratıp biçim verdi?

    39-Ve ondan erkek ve dişi olmak üzere iki çift yarattı?

    40-Bunları yapanın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?

  • Elmalılı Hamdi Yazır

    1-Hayır, yemin ederim o kıyamet gününe.

    2-Yine hayır, yemin ederim o sürekli kendini kınayan nefse.

    3-İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor?

    4-Evet, bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.

    5-Fakat insan günahı devam ettirmek ister.

    6-O kıyamet günü ne zaman? diye sorar.

    7-Ne zaman ki o göz şimşek çakar,

    8-Ay tutulur,

    9-Güneş ve ay toplanır,

    10-İşte o gün insan, "kaçacak yer neresi?" der.

    11-Hayır, hayır, yok bir siper.

    12-O gün varılıp durulacak yer, ancak Rabbinin huzurudur.

    13-O gün insana, yapıp öne sürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.

    14-Doğrusu insan kendi nefsini görür,

    15-Bir takım özürler ortaya atsa da.

    16-Onu hemen okumak için dilini depretme.

    17-Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir.

    18-O halde biz onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et.

    19-Sonra onu açıklamak da bize aittir.

    20-Hayır, siz peşin olanı (dünyayı) seviyorsunuz da

    21-Ahireti bırakıyorsunuz.

    22-Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar.

    23-Rabbine bakar.

    24-Yüzler de var ki o gün asıktır.

    25-Anlar ki kendisine belkıran (bel kemiklerini kıran belalı bir iş) yapılır.

    26-Hayır hayır, ne zaman ki can köprücük kemiklerine dayanır,

    27-"Tedavi edebilecek kimdir?" denilir.

    28-Can çekişen bunun o ayrılık anı olduğunu anlar.

    29-Bacak bacağa dolaşır..

    30-İşte o gün sevk, ancak Rabbinedir.

    31-Fakat o, ne sadaka verdi, ne namaz kıldı.

    32-Fakat yalanladı ve döndü.

    33-Sonra da çalım sata sata ailesine gitti.

    34-Gerektir o bela sana, gerek.

    35-Evet, gerektir o bela sana gerek.

    36-İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır?

    37-O, dökülen erlik suyundan bir damla (sperm) değil miydi?

    38-Sonra bir aleka (embriyon) oldu da Rabbi onu biçime koydu, sonra şekil verdi.

    39-Ondan da iki cinsi; erkek ve dişiyi var etti.

    40-Peki, bunu yapanın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?

  • Suat Yıldırım

    1-Hayır, gerçek öyle değil! Kıyamet günü hakkı için,

    2-Kendisini eleştirip kusurlarından pişmanlık duyan kimse hakkı için (ki siz mutlaka diriltileceksiniz).

    3-İnsan zanneder mi ki ölümünden sonra Biz kemiklerini toplayıp onu diriltmeyeceğiz?

    4-Evet, toplarız, hem de parmak uçlarına varıncaya kadar eski halinde düzenleriz!

    5-Fakat insan suç işleyip durmak için önündeki kıyameti inkâr etmek ister de,

    6-“Ne zamanmış o kıyamet günü?” diye alay eder.

    7-Gözler kamaşıp karardığı,

    8-Ayın ışığının büsbütün gittiği,

    9-Güneş ile ay yan yana getirildiği zaman...

    10-İşte o gün insan der: “Var mı kaçacak mekân?”

    11-Hayır, sığınacak hiçbir yer yoktur.

    12-O gün varılacak yer ancak Rabbinin huzurudur!

    13-O gün insana yaptığı her türlü iyilik ve fenalık ile; yapmadığı her türlü iyilik ve fenalık tek tek bildirilir.Ona göre karşılığını alır.

    14-Türlü türlü mazeretler öne sürse de, Artık insan, kendisi hakkında şahit olur. [16,23; 58,18]

    15-Türlü türlü mazeretler öne sürse de, Artık insan, kendisi hakkında şahit olur. [16,23; 58,18]

    16-Sana vahyedileni unutmamak için tekrarlarken, hemen anında bellemek için dilini kımıldatma. [20,114]

    17-Çünkü vahyi senin kalbinde toplamak ve onu okutmak Bize ait bir iştir.

    18-O halde Biz Kur'ân’ı okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu izle!

    19-Ayrıca onu açıklamak da bize ait bir iştir. (Bu önemli gerçeği, arada belirttikten sonra gelelim esas konumuza).

    20-Gerçek şu ki: Siz bu peşin dünya hayatına çok düşkünsünüz.

    21-Onun için âhireti terk edip durursunuz.

    22-Yüzler vardır o gün pırıl pırıl...

    23-(O güzel ve Yüce) Rab'lerine bakakalır... [6,103]

    24-Ve nice suratlar vardır o gün asılır.

    25-Belini kıran darbeyi yediğini hisseder. [3,106; 80,37-42; 88,2-10]

    26-Hayır, hayır! Ne zaman ki can boğaza gelir, işte o zaman can çekişenin yanındakiler:

    27-“Bunu iyileştiren, kurtaran yok mu?” der.

    28-Artık ayrılık vakti geldiğini kendisi de anlar.

    29-Bacağı bacağına dolaşır, ölüm acısıyla kıvranır. [6,61-62]

    30-O gün sevkiyat, doğru Rabbinin divanına olur!

    31-Ne dini tasdik eder, ne namaz kılardı.

    32-Hep hakkı yalan sayıp ona sırtını dönerdi.

    33-Bir de yaptığından memnun olarak,çalımlı çalımlı kendi taraftarlarının yanına varırdı.

    34-Yazık sana yazık!

    35-Yazık ki sana ne yazık!

    36-İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır?

    37-Onun aslı, atılan bir meni damlası değil miydi?

    38-Sonra (rahim cidarına) yapışan bir hücre oldu da, Rabbi onu yaratıp düzenledi.

    39-Ondan erkek ve dişi olarak her iki cinsi yarattı.

    40-Bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye kadir olmaz olur mu?

  • Süleyman Ateş

    1-Yoo, kıyamet gününe and içerim,

    2-Yoo, daima, kendini kınayan nefse and içerim.

    3-İnsan kendisinin kemiklerini bir araya toplamayacağımızı mı sanıyor?

    4-Evet, toplarız, onun parmak uçlarnı düzenlemeğe gücümüz yeter.

    5-Fakat insan, devamlı suç işleyerek ilerisini berbadetmek ister.

    6-Kıyamet günü nerede? diye sorup durur.

    7-Ama göz (güneş gibi ortaya çıkan gerçeğin karşısında) kamaştığı,

    8-Ay tutulduğu,

    9-Güneş ve Ay bir araya toplandığı zaman!

    10-(Evet) O gün insan: "Kaçacak yer neresi?" der.

    11-Hayır, sığınacak yer yoktur.

    12-O gün varıp durulacak yer, ancak Rabbinin huzurudur (ey insan).

    13-(O zaman) İnsanın yapıp öne sürdüğü, (yapmayıp) geri bıraktığı herşey kendisine haber verilir.

    14-Doğrusu insan kendi nefsini görür,

    15-Birtakım özürler ortaya atsa da.

    16-(Ey Muhammed,) Onu hemen okumak için diline depretme.

    17-Onu (senin kalbinde) toplamak ve (sana) okumak bize düşer.

    18-O halde sana Kur'an'ı okuduğumuz zaman onun okunuşunu izle.

    19-Sonra onu açıklamak da bize düşer.

    20-Hayır, siz çabuk(geçen şu dünyay)ı seviyorsunuz da,

    21-Ahireti bırakıyorsunuz.

    22-Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar,

    23-Rabbine bakar.

    24-Yüzler de var ki o gün asıktır.

    25-Kendisine bel kemiklerini kıran(bela)nın yapılacağını anlar.

    26-Hayır, ne zaman ki can, köprücük kemiklerine dayanır,

    27-Ve (başında bulunanlar tarafından): "Kim afsun yapar acaba? denir,

    28-Ve kendisi artık bunun, ayrılık zamanı olduğunu anlar,

    29-Ve bacak bacağa dolaşır.

    30-İşte o gün, sevk Rabbinedir (can, Allah'ın huzuruna sevk edilir).

    31-Ne sadaka verdi, ne de namaz kıldı.

    32-Fakat yalanladı, döndü.

    33-Sonra çalım satarak ailesine gitti.

    34-Yazık sana yazık!

    35-Yine yazık sana yazık!

    36-İnsan, başı boş bırakılacağını mı sanır?

    37-Kendisi dökülen meniden bir nutfe (sperm) değil miydi?

    38-Sonra alaka (rahme asılan embriyo) oldu da (Rabbi onu) yarattı, düzenledi.

    39-O(meni)den iki çifti: Erkeği ve dişiyi var etti.

    40-Şimdi bun(ları yapan Allah)ın ölüleri diriltmeğe gücü yetmez mi?

  • Yaşar Nuri Öztürk

    1-Hayır, öyle değil! Kıyamet gününe yemin ederim ki,

    2-Öyle değil! Kendisini ısrarla kınayan benliğe de yemin ederim.

    3-İnsan, kendisinin kemiklerini asla bir araya toplamayacağımızı mı sanıyor?

    4-Hayır, sandığı gibi değil! Biz onun parmak uçlarını da tam bir biçimde düzenlemeye gücü yetenleriz.

    5-Fakat insan kendi önünde rezillik sergilemeyi ister.

    6-"Kıyamet günü nerede/ne zaman?" diye sorar.

    7-Göz şimşek çaktığında,

    8-Ay tutulduğunda,

    9-Ve Güneş'le Ay biraraya getirildiğinde,

    10-Der ki insan o gün: "Kaçılacak yer nerede?"

    11-Hayır, yok sığınacak yer!

    12-Varılıp durulacak yer Rabbinin huzurudur o gün.

    13-Haber verilir insana o gün önden gönderdiği de arkaya bıraktığı da.

    14-Gerçek şu ki insan, öz benliği üzerine yönelmiş keskin ve derin bir bakıştır;

    15-Dökse de ortaya tüm mazeretlerini.

    16-Onu aceleye getiresin diye dilini onunla hareketlendirme!

    17-Onu toplamak ve okumak bize düşer.

    18-O halde, biz onu okuduğumuzda, sen onun okunuşunu izle.

    19-Sonra onu açıklamak da bizim işimiz olacaktır.

    20-Hayır, hayır! Siz hemencecik geleni seversiniz.

    21-Ve sonradan geleceği terk edersiniz.

    22-Yüzler vardır o gün parıltılı,

    23-Rabbine doğru bakan.

    24-Ve yüzler vardır o gün, asık/buruk,

    25-Kendisine, bel kıracak bir hesap yöneleceğini sezinler.

    26-İş, onların sandığı gibi değil! Can, köprücüklere dayandığında,

    27-"Kim var okuyup üfleyecek?" denilir!

    28-Sezinlemiştir ki odur ayrılık.

    29-Dolaşmıştır el-ayak/kol-bacak.

    30-Rabbine doğrudur o gün sevkiyat.

    31-Ne tasdik etti ne sadaka verdi ne namaz kıldı/dua etti.

    32-Tam aksine, yalanladı, gerisin geri döndü.

    33-Sonra da çalım sata sata ailesine gitti.

    34-Çok uygundur sana bu bela, çok uygun!

    35-Evet, çok uygundur sana bu bela, çok uygun!

    36-İnsan, başıboş bırakılacağını mı sanıyor?

    37-O, dökülen meniden bir sperm değil miydi?

    38-Sonra o, bir çiğnem et oldu da Allah onu yarattı, ardından düzgün bir şekle ulaştırdı.

    39-Nihayet ondan iki çifti, erkeği ve dişiyi vücuda getirdi.

    40-Peki bunu yapan, ölüyü diriltmeye güç yetiremez mi?

  • ARAPÇA

    1-بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ لَا أُقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيَامَةِ

    (lâ uḳsimü biyevmi-lḳiyâmeh.)

    2-وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ

    (velâ uḳsimü binnefsi-llevvâmeh.)

    3-أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَلَّن نَّجْمَعَ عِظَامَهُ

    (eyaḥsebü-l'insânü ellen necme`a `iżâmeh.)

    4-بَلَىٰ قَادِرِينَ عَلَىٰ أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُ

    (belâ ḳâdirîne `alâ en nüsevviye benâneh.)

    5-بَلْ يُرِيدُ الْإِنسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ

    (bel yürîdü-l'insânü liyefcüra emâmeh.)

    6-يَسْأَلُ أَيَّانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ

    (yes'elü eyyâne yevmü-lḳiyâmeh.)

    7-فَإِذَا بَرِقَ الْبَصَرُ

    (feiẕâ beriḳa-lbeṣar.)

    8-وَخَسَفَ الْقَمَرُ

    (veḫasefe-lḳamer.)

    9-وَجُمِعَ الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ

    (vecümi`a-şşemsü velḳamer.)

    10-يَقُولُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ الْمَفَرُّ

    (yeḳûlü-l'insânü yevmeiẕin eyne-lmeferr.)

    11-كَلَّا لَا وَزَرَ

    (kellâ lâ vezer.)

    12-إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمُسْتَقَرُّ

    (ilâ rabbike yevmeiẕin-lmüsteḳarr.)

    13-يُنَبَّأُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ

    (yünebbeü-l'insânü yevmeiẕim bimâ ḳaddeme veeḫḫar.)

    14-بَلِ الْإِنسَانُ عَلَىٰ نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ

    (beli-l'insânü `alâ nefsihî beṣîrah.)

    15-وَلَوْ أَلْقَىٰ مَعَاذِيرَهُ

    (velev elḳâ me`âẕîrah.)

    16-لَا تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ

    (lâ tüḥarrik bihî lisâneke lita`cele bih.)

    17-إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ

    (inne `aleynâ cem`ahû veḳur'âneh.)

    18-فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ

    (feiẕâ ḳara'nâhü fettebi` ḳur'âneh.)

    19-ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ

    (ŝümme inne `aleynâ beyâneh.)

    20-كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ

    (kellâ bel tüḥibbûne-l`âcileh.)

    21-وَتَذَرُونَ الْآخِرَةَ

    (veteẕerûne-l'âḫirah.)

    22-وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاضِرَةٌ

    (vucûhüy yevmeiẕin nâḍirah.)

    23-إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٌ

    (ilâ rabbihâ nâżirah.)

    24-وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ بَاسِرَةٌ

    (vevucûhüy yevmeiẕim bâsirah.)

    25-تَظُنُّ أَن يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ

    (teżunnü ey yüf`ale bihâ fâḳirah.)

    26-كَلَّا إِذَا بَلَغَتِ التَّرَاقِيَ

    (kellâ iẕâ belegati-tterâḳiy.)

    27-وَقِيلَ مَنْ ۜ رَاقٍ

    (veḳîle men râḳ.)

    28-وَظَنَّ أَنَّهُ الْفِرَاقُ

    (veżanne ennehü-lfirâḳ.)

    29-وَالْتَفَّتِ السَّاقُ بِالسَّاقِ

    (velteffeti-ssâḳu bissâḳ.)

    30-إِلَىٰ رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمَسَاقُ

    (ilâ rabbike yevmeiẕin-lmesâḳ.)

    31-فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّىٰ

    (felâ ṣaddeḳa velâ ṣallâ.)

    32-وَلَـٰكِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ

    (velâkin keẕẕebe vetevellâ.)

    33-ثُمَّ ذَهَبَ إِلَىٰ أَهْلِهِ يَتَمَطَّىٰ

    (ŝümme ẕehebe ilâ ehlihî yetemeṭṭâ.)

    34-أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ

    (evlâ leke feevlâ.)

    35-ثُمَّ أَوْلَىٰ لَكَ فَأَوْلَىٰ

    (ŝümme evlâ leke feevlâ.)

    36-أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَن يُتْرَكَ سُدًى

    (eyaḥsebü-l'insânü ey yütrake südâ.)

    37-أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِّن مَّنِيٍّ يُمْنَىٰ

    (elem yekü nuṭfetem mim meniyyiy yümnâ.)

    38-ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّىٰ

    (ŝümme kâne `aleḳaten feḫaleḳa fesevvâ.)

    39-فَجَعَلَ مِنْهُ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنثَىٰ

    (fece`ale minhü-zzevceyni-ẕẕekera vel'ünŝâ.)

    40-أَلَيْسَ ذَٰلِكَ بِقَادِرٍ عَلَىٰ أَن يُحْيِيَ الْمَوْتَىٰ

    (eleyse ẕâlike biḳâdirin `alâ ey yuḥyiye-lmevtâ.)

İçerik korumalıdır. Sağ tıklama işlevi devre dışı bırakıldı.