VEYSEL ATACAN

  • Resimler
  • Araştırmalar
  • Yazılar
  • Videolar

El-Müzzemmil Suresi

  • Abdülbaki Gölpınarlı

    1-Ey elbisesine bürünen.

    2-Geceleyin kalk namaza ama gecenin az bir kısmında.

    3-Gece yarısında, yahut ondan biraz da sonra.

    4-Yahut biraz önce ve oku Kur'an'ı, harfleri sayılırcasına, tanetane ve yavaşyavaş.

    5-Gerçekten de sana ağır bir şey vahyedeceğiz.

    6-Şüphe yok ki geceleyin kalkmak, pek meşakkatlidir, fakat ibadet için de gece, pek uygun.

    7-Şüphe yok ki gündüzün, işingücün vardır.

    8-Ve an Rabbinin adını ve gönlünü ona tam bağla.

    9-Rabbidir doğunun ve batının, yoktur ondan başka tapacak, artık ona dayan, onu koruyucu say.

    10-Ve sabret dediklerine ve gönlünden onlara aykırı olmakla beraber kötülüklerine karşı vermeyerek bırak onları.

    11-Ve bana bırak nimet sahibi olan yalanlayanları ve az bir zaman mühlet ver onlara.

    12-Şüphe yok ki katımızda bağlar var ve koca cehennem var.

    13-Ve boğazdan geçmez dikenli yemek var ve elemli bir azap var.

    14-O gün, şiddetli bir sarsıntıyla yeryüzü ve dağlar sarsılır ve hepsi de esintiyle tozan kum yığınlarına döner.

    15-Şüphe yok ki biz, size tanık olmak üzere bir Peygamber gönderdik, nitekim Firavun'a da peygamber göndermiştik.

    16-Derken Firavun, peygambere isyan etmişti de onu, pek şiddetli bir surette helak etmiştik.

    17-Nasıl korursunuz kendinizi, kafir olursanız, o günün şerrinden ki çocukları bile ihtiyarlatır da saçlarını ağartır.

    18-Gök, o gün yarılır, vaadi, yerine gelir.

    19-Şüphe yok ki bu, bir öğüttür; artık dileyen, Rabbine yol bulur.

    20-Şüphe yok ki Rabbin daha iyi bilir, gerçekten de senin, gecenin üçte ikisinden ve yarısından daha az ve bazı vakitlerde de üçte biri kadar bir zamanında kalktığını ve seninle beraber bulunanların bir bölüğünün de kalktıklarını ve Allah, gecenin ve gündüzün vakitlerini ölçer; bilmiştir ki siz, onu layıkıyla hesaplayamazsınız, bu yüzden de tövbenizi kabul etmiştir, artık, Kur'an'dan, kolay geleni okuyun; bilmiştir ki sizden hastalar bulunabilir ve bir başka kısmınız da Allah'ın lütfünü, ihsanını elde etmek için yeryüzünde yolculuk eder ve başka bir bölük de Allah yolunda savaşır, artık, ondan, kolay geleni okuyun ve kılın namazı ve verin zekatı ve Allah'a, güzel bir borç verin ve kendiniz için, önceden ne hayır yaparsanız ondan daha hayırlısıyla ve mükafat bakımından daha büyüğüyle bulursunuz onu Allah katında ve yarlıganma dileyin Allah'tan ve şüphe yok ki Allah, suçları örter, rahimdir.

  • Ali Bulaç

    1-Ey örtüsüne bürünen,

    2-Az bir kısmı hariç olmak üzere, geceleyin kalk:

    3-(Gecenin) Yarısı kadar. Ya da ondan biraz eksilt.

    4-Veya üzerine ilave et. Ve Kur'an'ı belli bir düzen içinde (tertil üzere) oku.

    5-Gerçek şu ki, biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız.

    6-Doğrusu gece neşesi (gece ibadeti, insanın iç dünyasında uyandırdığı) etki bakımından daha kuvvetli, okumak bakımından daha sağlamdır.

    7-Çünkü gündüz, senin için uzun uğraşılar vardır.

    8-Rabbinin ismini zikret ve herşeyden kendini çekerek yalnızca O'na yönel.

    9-(Allah,) Doğunun ve batının Rabbidir. O'ndan başka İlah yoktur. Şu halde (yalnızca) O'nu vekil tut.

    10-Onların demelerine karşı sen sabret ve onlardan güzel bir ayrılma tarzıyla (düşünce ve eylem bakımından köklü bir tutum) ile kopup-ayrıl.

    11-Yalanlamakta olan nimet (refah ve servet) sahiplerini sen Bana bırak ve onlara az bir süre tanı.

    12-Çünkü Bizim yanımızda bukağılar ve cayır cayır yanan bir ateş vardır:

    13-Boğazı tıkayıp kalan bir yemek ve acı bir azap vardır.

    14-(Öyle) Bir gün ki, yeryüzü ve dağlar titremeye-tutulur ve dağlar göçüveren bir kum yığını olur.

    15-Şüphesiz size, üzerinize şahid olacak bir elçi gönderdik; Firavun'a bir elçi gönderdiğimiz gibi.

    16-Fakat Firavun elçiye isyan etti, Biz de onu pek vahim bir tarzda (azapla) yakalayıverdik.

    17-Eğer inkar edecek olursanız, çocukların saçlarını ağartan bir günde kendinizi nasıl koruyacaksınız?

    18-Bu nedenle gök bile yarılıp-çatlamıştır; (artık) O'nun va'di gerçekleştirilip-yerine getirilmiştir.

    19-Şüphesiz, bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol bulabilir.

    20-Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O'na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur'an'dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah'ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur'an'dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah Katında bulursunuz. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

  • Diyanet İşleri Başkanlığı

    1-Ey örtünüp bürünen! Gecenin yarısında, istersen biraz sonra, istersen biraz önce bir müddet için kalk ve ağır ağır Kuran oku.

    2-Ey örtünüp bürünen! Gecenin yarısında, istersen biraz sonra, istersen biraz önce bir müddet için kalk ve ağır ağır Kuran oku.

    3-Ey örtünüp bürünen! Gecenin yarısında, istersen biraz sonra, istersen biraz önce bir müddet için kalk ve ağır ağır Kuran oku.

    4-Ey örtünüp bürünen! Gecenin yarısında, istersen biraz sonra, istersen biraz önce bir müddet için kalk ve ağır ağır Kuran oku.

    5-Doğrusu Biz, sana, taşıması ağır bir söz vahyedeceğiz.

    6-şüphesiz, gece kalkışı daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir.

    7-Çünkü gündüz, seni uzun uzun alıkoyacak işler vardır.

    8-Rabbinin adını an; herşeyi bırakıp yalnız O'na yönel,

    9-O, doğunun ve batının Rabbidir; O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyse O'nu vekil tut.

    10-Onların söylediklerine sabret, yanlarından güzellikle ayrıl.

    11-Varlık sahibi olup da seni yalanlayanları Bana bırak; onlara az bir mehil ver.

    12-Şüphesiz katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakan azap vardır.

    13-Şüphesiz katımızda onlar için ağır boyunduruklar, cehennem, boğazı tıkayan bir yiyecek ve can yakan azap vardır.

    14-Kıyametin koptuğu gün, yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar, yumuşak kum yığını haline gelir.

    15-Firavun'a bir peygamber gönderdiğimiz gibi, size de, hakkınızda şahidlik edecek bir peygamber gönderdik.

    16-Ama Firavun o peygambere karşı gelmişti de onu çok ağır bir şekilde tutup cezalandırmıştık.

    17-Eğer inkar ederseniz, gençleri ihtiyarlatan günden nasıl korunursunuz?

    18-O günün şiddetiyle gök bile parçalanır. O'nun sözü yerine gelir.

    19-Doğrusu bu anlatılanlar birer öğüttür. Dileyen kimse, Rabbine doğru giden bir yol tutar.

    20-Şüphesiz Rabbin, senin ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun gecenin üçte ikisinden biraz az, yarısı ve üçte biri kadar vakit içinde kalktığını bilir. Gece ve gündüzü Allah ölçer; sizin bu vakitleri takdir edemeyeceğinizi bildiğinden tevbenizi kabul etmiştir. Artık, Kuran'dan kolayınıza geleni okuyun; Allah, içinizden, hasta olanları, Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacak olan kimseleri ve Allah yolunda savaşacak olanları şüphesiz bilir. Kuran'dan kolayınıza geleni okuyun; namazı kılın; zekatı verin; Allah'a güzel ödünç takdiminde bulunun; kendiniz için yaptığınız iyiliği daha iyi ve daha büyük ecir olarak Allah katında bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin; Allah elbette bağışlar ve merhamet eder.

  • Diyanet Vakfı

    1-Ey örtünüp bürünen (Resulüm)!

    2-Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl.

    3-(Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt.

    4-Ya da bunu çoğalt ve Kur'an'ı tane tane oku.

    5-Doğrusu biz sana (taşıması) ağır bir söz vahyedeceğiz.

    6-Şüphesiz gece kalkışı, (kalp ve uzuvlar arasında) tam bir uyuma ve sağlam bir kıraata daha elverişlidir.

    7-Zira gündüz vakti, sana uzun bir meşguliyet var.

    8-Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O'na yönel.

    9-O, doğunun da batının da Rabbidir. O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse yalnız O'nun himayesine sığın.

    10-Onların (müşriklerin) söylediklerine katlan ve onlardan güzellikle ayrıl.

    11-Nimet içinde yüzen o yalancıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.

    12-Hiç şüphesiz bizim nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, var.

    13-Boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap var.

    14-O gün (kıyamet günü) yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar çöküntü ile akıp giden kum yığınına döner.

    15-Nasıl Firavun'a bir elçi göndermiş idiysek doğrusu size de, hakkınızda şahitlik edecek bir peygamber gönderdik.

    16-Ama Firavun o peygambere karşı gelmiş, biz de onu ağır ve çetin bir şekilde muaheze etmiştik.

    17-Peki inkar ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasıl koruyabileceksiniz?

    18-Gökyüzü bile onunla (o günün dehşetiyle) yarılacaktır. Allah'ın vadi mutlaka yerine gelir.

    19-İşte bu (anlatılanlar), şüphesiz bir öğüttür. Artık kim dilerse Rabbine (varan) bir yol tutar.

    20-(Resulüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramaküzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekatı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükafatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.

  • Edip Yüksel

    1-Ey bürünen,

    2-Bazı geceler hariç, geceleyin kalk.

    3-Yarısında veya yarısından biraz önce.

    4-Yahut yarısından biraz sonra... Kuran'ı da özenle düşüne düşüne oku.

    5-Biz sana ağır bir söz bırakacağız.

    6-Kuşkusuz gece kalkıp meditasyonda bulunmak çok daha etkili ve ifade açısından daha uygundur.

    7-Seni gündüzün epeyce uğraştıracak işlerin vardır.

    8-Rabbinin ismini an ve tüm gönlünle O'na yönel.

    9-Doğunun ve batının Rabbi; O'ndan başka tanrı yoktur. Kendine avukat olarak O'nu seç.

    10-Onların sözlerine karşı sabırlı ol ve onlardan güzellikle ayrıl.

    11-Varlık sahibi olup da seni yalanlayanları bana bırak; onlara biraz süre tanı.

    12-Yanımızda zincirler ve cehennem vardır.

    13-Yutulması güç bir yiyecek ve acı bir azap...

    14-Gün gelir, yer ve dağlar titrer ve dağlar dağılan kum yığınına dönüşür.

    15-Biz, size hakkınızda tanıklık edecek bir elçi gönderdik; nasıl ki Firavun'a da bir elçi göndermiştik.

    16-Ancak Firavun, elçiye karşı geldi; biz de onu feci bir biçimde yakaladık.

    17-Peki, inkar ederseniz, çocukların saçlarını ağartan bir günden nasıl korunursunuz?

    18-Gök bile ondan dolayı yarılır. O'nun sözü gerçekleşir.

    19-Bu bir hatırlatmadır; dileyen, Rabbine doğru yol tutar.

    20-Rabbin, senin ve yoldaşlarıdan bir grubun, gecenin üçte ikisinden az, yarısında ve üçte birinde kalktığını bilir. Gecenin ve gündüzün miktarını ALLAH belirler. O, sizin bunu yapamıyacağınızı bildiği için sizi affetmiştir. Öyleyse Kuran'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Aranızda hastalar, yeryüzünde ALLAH'ın lütfundan rızık arayanlar ve ALLAH yolunda savaşanlar olduğunu bilmektedir. Ondan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Namazı gözetin, zekatı verin ve güzel davranmak yoluyla ALLAH'a bir borçsunun. Kendiniz için yaptığınız her iyiliği, ALLAH katında daha iyi ve daha büyük bir ödül olarak bulacaksınız. ALLAH'tan bağışlanma dileyin; ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.

  • Elmalılı Hamdi Yazır

    1-Ey örtünen! (Peygamber)

    2-Gecenin birazı hariç olmak üzere geceleyin kalk (namaz kıl).

    3-Gecenin yarısında kalk, yahut yarısından biraz eksilt.

    4-Veya bunu artır ve ağır ağır Kur'ân oku.

    5-Doğrusu biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız (Kur'an vahyedeceğiz).

    6-Çünkü gece kalkışı hem daha etkili, hem de söz bakımından daha sağlamdır.

    7-Çünkü gündüz senin için uzun bir meşguliyet vardır.

    8-Rabbinin adını an ve bütün gönlünle ona yönel.

    9-O, doğunun ve batının Rabbidir. Ondan başka tanrı yoktur. O halde yalnız O'nu vekil tut.

    10-Başkalarının diyeceklerine sabret, güzellikle onlardan ayrıl.

    11-O yalanlayıcı zevk ve refah sahiplerini bana bırak, onlara biraz mühlet ver.

    12-Zira bizim yanımızda bukağılar var, bir cehennem var.

    13-Boğaza duran bir yiyecek, elem verici bir azap var.

    14-O gün yer ve dağlar sarsılacak, dağlar erimiş bir kum yığınına dönecek.

    15-Doğrusu biz size tanıklık edecek bir elçi gönderdik. Nitekim Firavun'a da bir elçi göndermiştik.

    16-Firavun o elçiye isyan etmişti. Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık.

    17-Peki inkâr ederseniz, çocukları ihtiyarlatacak o günden (kıyamet gününden) kendinizi nasıl kurtaracaksınız?

    18-O günün dehşetinden gök yarılır. Allah'ın sözü kesinlikle gerçekleşmiştir.

    19-İşte bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.

    20-Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

  • Suat Yıldırım

    1-Ey örtüsüne bürünen Resulüm!

    2-Geceleyin kalk da, az bir kısmı hariç geceyi ibadetle geçir. [32,16; 17,79; 76,26]

    3-Duruma göre gecenin yarısında, veya bundan biraz daha azında veya fazlasında ibadet etmen de yeterlidir. Kur'ân’ı tertîl ile, düşünerek oku.

    4-Duruma göre gecenin yarısında, veya bundan biraz daha azında veya fazlasında ibadet etmen de yeterlidir. Kur'ân’ı tertîl ile, düşünerek oku.

    5-Biz sana pek ağır bir söz vahyedeceğiz.

    6-Muhakkak ki geceleyin kalkıp ibadet etmek daha tesirlidir ve Kur'ân okuyuşu bakımından daha düzgün, daha sağlam bir tilavet sağlar.

    7-Halbuki gündüz seni meşgul edecek yığınla iş vardır.

    8-Rabbinin yüce adını zikret, fânilere bel bağlamaktan kurtul ve bütün gönlünle yalnız O'na yönel.

    9-O doğunun da batının da Rabbidir. O'ndan başka İlah yoktur. O halde sen de yalnız O’nun himayesine sığın, yalnız O’na güven.

    10-Onların söylediklerine karşı sabret, onlardan güzel bir tavırla uzak dur!

    11-Nimet ve devlet içinde yüzen, hak dini yalan sayanları, sen Bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.

    12-Muhakkak ki Bizim nezdimizde bukağılar, alevli ateşler, dikenli, boğazı tırmalayan yiyecekler ve gâyet acı azap var.

    13-Muhakkak ki Bizim nezdimizde bukağılar, alevli ateşler, dikenli, boğazı tırmalayan yiyecekler ve gâyet acı azap var.

    14-Gün gelir; yer, dağlar şiddetle sarsılır ve dağlar dağılan kum yığınları haline gelir.

    15-Bakın (ey Mekkeliler, ey bütün insanlar) Biz vaktiyle Firavun'a bir elçi gönderdiğimiz gibi size de hakkınızda şahitlik edecek bir elçi gönderdik.

    16-Firavun o Resule isyan etti. Biz de onu şiddetle cezaya çarptırdık.

    17-Kâfirliğinizde devam ederseniz, dehşetinden çocukları birden ak saçlı ihtiyarlara çevirecek o günden kendinizi nasıl koruyabilirsiniz?

    18-O günün dehşetinden gök bile çatlar. Allah'ın vâdi mutlaka gerçekleşir.

    19-Bu, bir öğüt ve uyarıdır. Artık isteyen, Rabbine varan yolu tutar. [76,29]

    20-Senin Rabbin, gecenin bazen üçte ikisine yakın bir kısmını, bazen yarısını, bazen üçte birini ibadetle geçirdiğini, senin yanında yer alan müminlerden bir cemaatin da böyle yaptığını elbette biliyor. Gece ve gündüzü yaratıp sürelerini belirleyen Allah'tır. O sizin bu gece ibadetini gözetemeyeceğinizi bildiği için, lütuf ve merhametiyle size yeniden bakıp muaf tuttu. Artık Kur’ân’dan kolayınıza gelen miktarı okuyun. Allah bilmektedir ki aranızda hastalananlar olacaktır. Kimileri Allah’ın lütfundan nasiplerini aramak için yol tepecek, dünyanın çeşitli yerlerinde dolaşacaklardır. Bazıları Allah yolunda muharebe için sefere çıkacaklardır. Haydi artık Kur’ân’dan, kolayınıza gelen miktarı okuyun. Namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin ve bir de Allah’a güzel ödünç takdim edin! Unutmayın ki kendi iyiliğiniz için âhirete hazırlık olarak her ne gönderirseniz mutlaka onu Allah’ın nezdinde bulursunuz. Hem daha üstün ve daha hayırlı, mükâfatı kat kat artmış olarak! Allah’tan af dileyin. Muhakkak ki Allah gafurdur, rahîmdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur). [2,245]

  • Süleyman Ateş

    1-Ey örtüsüne bürünen,

    2-Geceleyin kalk (namaz kıl); yalnız gecenin birazında (uyu).

    3-Gecenin yarısında (kalk) yahut bundan biraz eksilt.

    4-Veya bunu artır ve ağır ağır Kur'an oku.

    5-Doğrusu biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız.

    6-Gerçekten gece kalk(ıp ibadet et)mek daha oturaklı ve (geceleyin) söz (du'a) daha etkilidir.

    7-Çünkü gündüz, senin uzun süre uğraşacağın şeyler vardır.

    8-Rabbinin adını an ve bütün gönlünle O'na yönel.

    9-(O) Doğunun ve batının Rabbidir. O'ndan başka tanrı yoktur. Yalnız O'nu vekil tut.

    10-Onların dediklerine sabret ve güzelce onlardan ayrıl.

    11-Beni ve o ni'met sahibi yalanlayıcıları yalnız bırak ve onlara biraz mühlet ver.

    12-Doğrusu, bizim yanımızda bukağılar ve cehennem var.

    13-(Dikenli) Boğazı tırmalayan bir yiyecek ve acı veren bir azab var.

    14-O gün yer ve dağlar sarsılır ve dağlar, dağılan kum yığınları olur.

    15-(Ey insanlar,) Doğrusu biz size, aleyhinize tanıklık edecek bir elçi gönderdik; nasıl ki Fir'avn'a da bir elçi göndermiştik.

    16-Fir'avn, elçiye karşı geldi. Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık.

    17-Peki inkar ederseniz, çocukları ihtiyarlatan o günden kendinizi nasıl kurtaracaksınız?

    18-Gök (bile) onun dehşetinden yarılır. Allah'ın va'di mutlaka yapılmıştır.

    19-Bu bir öğüttür. Dileyen, Rabbine varan bir yol tutar.

    20-Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını; Seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Geceyi ve gündüzü takdir eden Allah, sizin onu sayamayacağınızı (zamanı hesabedip gecenin belli sa'atlerinde kalkamayacağınızı) bildiği için sizi affetti. Artık (belli bir sa'at gözetmeden) Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun (ne miktar kolayınıza gelirse o kadar gece namazı kılın, kendinizi zorlamayın.) Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lutfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar bulunacağını bilmiştir. Onun için Kur'an'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için verdiğiniz hayırları, Allah katında verdiğinizden daha hayırlı ve mükafatça daha büyük bulacaksınız. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

  • Yaşar Nuri Öztürk

    1-Ey giysisine bürünüp yatan!

    2-Geceleyin kalk! Kısa bir süre hariç,

    3-Gecenin yarısını ayakta ol yahut bundan biraz eksilt!

    4-Yahut buna biraz ekle! Ve Kur'an'ı ağır ağır, düşüne düşüne oku!

    5-Doğrusu, biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağız.

    6-Şu bir gerçek ki, yeni bir oluşa koyulmak üzere geceleyin kalkan, yer tutma bakımından daha güçlü, söz bakımından daha etkilidir.

    7-Kuşkusuz, gündüz boyu senin için uzun bir dolaşma/yoğun bir uğraş vardır.

    8-Rabbinin adını an ve tüm benliğinle O'na yönel!

    9-Doğunun ve batının Rabbidir O. Tanrı yoktur O'ndan başka. O'nu vekil et!

    10-Onların söylediklerine sabret! Ve güzelce ayrıl onlardan.

    11-Benimle, o nimete boğulmuş yalanlayıcıları baş başa bırak! Birazcık süre tanı onlara.

    12-Bizim yanımızda bukağılar var, cehennem var!

    13-Boğazdan zor geçen bir yiyecek, korkunç bir azap var,

    14-O günde ki yer ve dağlar sarsılır ve dağlar eriyip akan bir kum yığınına dönüşür.

    15-Biz size, üstünüze tanık olan bir resul gönderdik. Tıpkı Firavun'a bir resul gönderdiğimiz gibi.

    16-Ama Firavun, resule isyan etti de biz onu korkunç bir tutuşla tutuverdik.

    17-Eğer inkâr ve nankörlüğe saparsanız, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çeviren o günden nasıl korunacaksınız?

    18-Gök bile o yüzden parçalanır. O'nun vaadi gerçekleşmiştir.

    19-Bu, bir öğüt verici, düşündürücüdür. Dileyen, Rabbine doğru, bir yol edinir.

    20-Hiç kuşkun olmasın, Rabbin senin durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını, üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyle. Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlamıştır. Sizin onu kuşatamayacağınızı bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun! Namazı/duayı yerine getirin! Zekâtı verin. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin. Hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.

  • ARAPÇA

    1-بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ يَا أَيُّهَا الْمُزَّمِّلُ

    (yâ eyyühe-lmüzzemmil.)

    2-قُمِ اللَّيْلَ إِلَّا قَلِيلًا

    (ḳumi-lleyle illâ ḳalîlâ.)

    3-نِّصْفَهُ أَوِ انقُصْ مِنْهُ قَلِيلًا

    (niṣfehû evi-nḳuṣ minhü ḳalîlâ.)

    4-أَوْ زِدْ عَلَيْهِ وَرَتِّلِ الْقُرْآنَ تَرْتِيلًا

    (ev zid `aleyhi verattili-lḳur'âne tertîlâ.)

    5-إِنَّا سَنُلْقِي عَلَيْكَ قَوْلًا ثَقِيلًا

    (innâ senülḳî `aleyke ḳavlen ŝeḳîlâ.)

    6-إِنَّ نَاشِئَةَ اللَّيْلِ هِيَ أَشَدُّ وَطْئًا وَأَقْوَمُ قِيلًا

    (inne nâşiete-lleyli hiye eşeddü vaṭ'ev veaḳvemü ḳîlâ.)

    7-إِنَّ لَكَ فِي النَّهَارِ سَبْحًا طَوِيلًا

    (inne leke fi-nnehâri sebḥan ṭavîlâ.)

    8-وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا

    (veẕküri-sme rabbike vetebettel ileyhi tebtîlâ.)

    9-رَّبُّ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ لَا إِلَـٰهَ إِلَّا هُوَ فَاتَّخِذْهُ وَكِيلًا

    (rabbü-lmeşriḳi velmagribi lâ ilâhe illâ hüve fetteḫiẕhü vekîlâ.)

    10-وَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَاهْجُرْهُمْ هَجْرًا جَمِيلًا

    (vaṣbir `alâ mâ yeḳûlûne vehcürhüm hecran cemîlâ.)

    11-وَذَرْنِي وَالْمُكَذِّبِينَ أُولِي النَّعْمَةِ وَمَهِّلْهُمْ قَلِيلًا

    (veẕernî velmükeẕẕibîne üli-nna`meti vemehhilhüm ḳalîlâ.)

    12-إِنَّ لَدَيْنَا أَنكَالًا وَجَحِيمًا

    (inne ledeynâ enkâlev veceḥîmâ.)

    13-وَطَعَامًا ذَا غُصَّةٍ وَعَذَابًا أَلِيمًا

    (veṭa`âmen ẕâ guṣṣativ ve`aẕâben elîmâ.)

    14-يَوْمَ تَرْجُفُ الْأَرْضُ وَالْجِبَالُ وَكَانَتِ الْجِبَالُ كَثِيبًا مَّهِيلًا

    (yevme tercüfü-l'arḍu velcibâlü vekâneti-lcibâlü keŝîbem mehîlâ.)

    15-إِنَّا أَرْسَلْنَا إِلَيْكُمْ رَسُولًا شَاهِدًا عَلَيْكُمْ كَمَا أَرْسَلْنَا إِلَىٰ فِرْعَوْنَ رَسُولًا

    (innâ erselnâ ileyküm rasûlen şâhiden `aleyküm kemâ erselnâ ilâ fir`avne rasûlâ.)

    16-فَعَصَىٰ فِرْعَوْنُ الرَّسُولَ فَأَخَذْنَاهُ أَخْذًا وَبِيلًا

    (fe`aṣâ fir`avnü-rrasûle feeḫaẕnâhü aḫẕev vebîlâ.)

    17-فَكَيْفَ تَتَّقُونَ إِن كَفَرْتُمْ يَوْمًا يَجْعَلُ الْوِلْدَانَ شِيبًا

    (fekeyfe tetteḳûne in kefertüm yevmey yec`alü-lvildâne şîbâ.)

    18-السَّمَاءُ مُنفَطِرٌ بِهِ ۚ كَانَ وَعْدُهُ مَفْعُولًا

    (essemâü münfeṭirum bih. kâne va`dühû mef`ûlâ.)

    19-إِنَّ هَـٰذِهِ تَذْكِرَةٌ ۖ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ سَبِيلًا

    (inne hâẕihî teẕkirah. femen şâe-tteḫaẕe ilâ rabbihî sebîlâ.)

    20-إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَىٰ مِن ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِّنَ الَّذِينَ مَعَكَ ۚ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ ۚ عَلِمَ أَن لَّن تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ ۖ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ ۚ عَلِمَ أَن سَيَكُونُ مِنكُم مَّرْضَىٰ ۙ وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِن فَضْلِ اللَّهِ ۙ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ۖ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ ۚ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا ۚ وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنفُسِكُم مِّنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِندَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا ۚ وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ ۖ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

    (inne rabbeke ya`lemü enneke teḳûmü ednâ min ŝülüŝeyi-lleyli veniṣfehû veŝülüŝehû veṭâifetüm mine-lleẕîne me`ak. vellâhü yüḳaddiru-lleyle vennehâr. `alime el len tuḥṣûhü fetâbe `aleyküm faḳraû mâ teyessera mine-lḳur'ân. `alime en seyekûnü minküm merḍâ veâḫarûne yaḍribûne fi-l'arḍi yebtegûne min faḍli-llâhi veâḫarûne yüḳâtilûne fî sebîli-llâh. faḳraû mâ teyessera minhü veeḳîmu-ṣṣalâte veâtü-zzekâte veaḳriḍü-llâhe ḳarḍan ḥasenâ. vemâ tüḳaddimû lienfüsiküm min ḫayrin tecidûhü `inde-llâhi hüve ḫayrav vea`żame ecrâ. vestagfirü-llâh. inne-llâhe gafûrur raḥîm.)

İçerik korumalıdır. Sağ tıklama işlevi devre dışı bırakıldı.