1-Şüphe yok ki biziz sana kevseri veren.
2-Artık namaz kıl Rabbine ve kurban kes sen.
3-Şüphesiz, sana buğzeden yok mu, odur nesli kesilen.
VEYSEL ATACAN
1-Şüphe yok ki biziz sana kevseri veren.
2-Artık namaz kıl Rabbine ve kurban kes sen.
3-Şüphesiz, sana buğzeden yok mu, odur nesli kesilen.
1-Şüphesiz, Biz sana Kevser'i verdik.
2-Şu halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.
3-Doğrusu, asıl ebter (soyu kesik) olan sana kin duyandır.
1-Doğrusu sana pek çok nimet vermişizdir.
2-Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes.
3-Doğrusu adı sanı ortadan kalkacak olan, sana kin tutan kimsedir.
1-(Resulum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik.
2-Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.
3-Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.
1-Biz sana bolca nimetler verdik.
2-Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kendini ada/yönel.
3-Asıl mahfolacak olanlar sana kin duyanlardır.
1-Muhakkak biz sana Kevser'i verdik.
2-Öyleyse Rabb'in için namaz kıl ve kurban kes.
3-Muhakkak ki sonu kesik olan, sana buğzedendir.
1-Biz gerçekten sana verdik kevser.
2-Sen de Rabbin için namaz kıl ve kurban kesiver. [22,34]
3-Doğrusu, seni kötüleyendir ebter!
1-Biz sana Kevser'i (bol ni'met, ilim ve büyük şeref) verdik.
2-Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve nahret (kurban kes veya ellerini boğazına kadar kaldırıp tekbir al).
3-Asıl sonu kesik olan, sana buğzedendir.
1-Hiç kuşkusuz, biz verdik sana Kevser'i/iyilik, bereket, mutluluk, güzellik, soy ve aydınlığın tükenmezini.
2-O halde, sen de Rabbin için namaz kıl/dua et ve göğsünü gererek dimdik dur/sağ elini sol elinin üzerine koyup kıyam et/namazı vakti girer girmez kıl/kavrayışını bilgi ile derinleştir/eti yenecek hayvan kes!
3-Kuşkun olmasın ki, ebter/soyu kesik, seni kötüleyenin ta kendisidir!
1-بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ
(innâ a`ṭaynâke-lkevŝer.)
2-فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ
(feṣalli lirabbike venḥar.)
3-إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
(inne şânieke hüve-l'ebter.)